I sit here alone
Burada yalnız başıma oturuyorum
I look at the walls
Duvarlara bakıyorum
You shouldn't be out on your own
Dışarda tek başına olmamalısın
Oh no not with a condition like that
O durumda da olmamalısın
Oh no sir constant care
Oh hayır bayım sürekli bakım
A condition like that, a condition so rare
O tarz durumda, nadir durum
A penny for the guy, a penny for your thoughts
Adama madeni para, düşüncelerine madeni para
One a penny, two a penny in your pocket
Bir madeni, iki madeni para cebinde
Ding dong bell, who can tell
Ding dong zili, kim anlardı
Wild Man Fisher got nothing on me
Vahşi adam balıkçının bir şeyi yok üzerimde
I sit by the water
Suda oturuyorum
Watch it go by
Gitmesini izliyorum
Clouds going by
Bulutlar gidiyor
I'm watching the sky
Gökyüzünü izliyorum
I left my luggage at the station
İstasyonda bıraktım bavulumu
Didn't know how to say goodbye
Nasıl elveda diyeceğimi bilemedim
I walked away from all the fury
Bütün karmaşadan kaçtım
And the madness and the fury
Ve delilik ve karmaşa
I smile to myself
Kendime gülümsüyorum
You're on the blind side, I'm on the other side
Kör noktadasın, ben diğer taraftayım
Now I'm on the outside looking for another side
Başka bir yan aramak üzere dışardayım
Upside down side, I'm still lucid
Ters yüz taraflı, hala berrağım
I may be crazy but I'm not stupid
Deli olabilirim ama aptal değilim
Try to get out, the parking lot's full
Çıkmaya çalış, park yeri dolu
No matter, no matter, what's a man going to do
Sorun değil, bir adamın ne yapacağı
One two buckle my shoe
1 2 ayakkabımı bağla
Zip my lip
Dudağımı bantla