You've got a face for a smile you know
-Bildiğin bir gülümseme için bir yüzün var
A shame you waste it when you're breaking me slowly
-Yavaşça benden ayrılırken utancını harcıyorsun.
But I've got a world of chances
-Ama şanslardan oluşan bir dünyam vardı benim
For you
-Senin için
I've got a world of chances
-Şanslardan oluşan bir dünyam vardı benim
For you
-Senin için
I've got a world of chances
-Şanslardan oluşan bir dünyam vardı benim
Chances that you're burning through
-İçin için yandığın şanslardan...
I've got a paper and pen
-Bir kağıdım ve bir kalemim vardı
I go to write goodbye and that's when
-Elveda yazıyorum ve bu o zamana ait.
I know I've got a world of chances
-Biliyorum, şanslardan oluşan bir dünyam vardı benim
For you
-Senin için
I've got a world of chances
-Şanslardan oluşan bir dünyam vardı benim
For you
-Senin için
I've got a world of chances
-Şanslardan oluşan bir dünyam vardı benim
Chances that you're burning through
-İçin için yandığın şanslardan...
Oh, I'm going my own way
-Oh, kendi yolumdan gidiyorum
My faith has lost it's strength again
-Kaderim kaybetmişti, şimdi yeniden güçlendi.
And oh, it's been too hard to say
-Ve oh, söylemesi çok zor
We're falling off the edge again
-Yine düşüyoruz en köşeden
We're at the end
-Sonuna geldik
We're at the end
-Sona geldik
Maybe you'll call me someday
-Belki bir gün beni ararsın
Hear the operator say the number's no good
-Telefon operatörünün bu numara iyi değil dediğini duyarsın.
And that she had a world of chances
-Ve o kızın şanslardan oluşan bir dünyası olduğunu
For you
-Senin için.
She had a world of chances
-Onun şanslardan oluşan bir dünyası vardı.
For you
-Senin için...
She had a world of chances
-Onun şanslardan oluşan bir dünyası vardı.
Chances you were burning through
-Yanıp durduğun şanslardan...
Chances you were burning through
-Yanıp durduğun şanslardan...
Chances you were burning through
-Yanıp durduğun şanslardan...
You've got a face for a smile you know
-Bildiğin bir gülümseme için bir yüz edindin.