You had something to hide
Saklayacak birşeyin vardı
Should have hidden it, shouldn't you
Onu saklamalıydın, değil mi
Now you're not satisfied
Şimdi memnun değilsin
With what you're being put through
İçinde bulunduğun durumdan
It's just time to pay the price
Bedelini ödeme vakti geldi
For not listening to advice
Nasihati dinlememenin
And deciding in your youth
Ve çabuk karar verilen
On the policy of truth
Dürüstlük politakana göre
Things could be so different now
Durum çok farklı olabilirdi şimdi
It used to be so civilised
Çok uygarca olurdu
You will always wonder how
Hep merak edeceksin sadece yalan söylemiş olsaydın
It could have been if you'd only lied
nasıl olurdu diye
It's too late to change events
olayları değiştirmek için çok geç
It's time to face the consequence
sonuçlarına katlanma zamanı
For delivering the proof
sunulan kanıtın
In the policy of truth
dürüstlük politikasıyla
Never again
bir daha asla
Is what you swore
diye yemin etmiştin
The time before
önceki seferinde
Never again
bir daha asla
Is what you swore
diye yemin etmiştin
The time before
önceki seferinde
Now you're standing there tongue tied
Şimdi orada dilini yutmuş dikiliyorsun
You'd better learn your lesson well
En güzeli dersini alacaktın
Hide what you have to hide
Saklamak zorunda olduğunu sakla
And tell what you have to tell
Ve anlatman gerekeni anlat
You'll see your problems multiplied
Problemlerinin arttığını göreceksin
If you continually decide
Eğer karar verirsen sürekli
To faithfully pursue
Peşine düşmeye
The policy of truth
Dürüstlük politikasının
Never again
Bir daha asla
Is what you swore
diye yemin etmiştin
The time before
önceki seferinde