[Konuşarak Kelly:]
You know, we've been spending a lot of time together and um,
I was wondering do you (Feel the same way I do)
biliyorsun, birlikte çok fazla vakit geçirdik ve hmm,
merak ediyordum sende benim gibi hissediyor musun?
I can tell you, I know you need me to show you, but,
it's better if I hear it from you.
sana söyleyebilirim, sana göstermeme ihtiyacın olduğunu
biliyorum, ama böylesi daha iyi eğer bunu senden duyabilirsem
You know what, let me explain myself.
biliyor musun bunu kendime açıklamama izin vermelisin
[Verse 1 Kelly:]
It's 7 am you're still here with me,
and last night I held you tightly so.
sabahın 7si, sen hala benimle buradasın
ve geçen gece seni sıkıca sardım
What does that mean, you see I know what it means to me.
bu ne anlama geliyor? anlıyor musun bunun
benim için neler ifade ettiğini?
It means that I, wait a minute you go.
bu demek oluyorki senin gitmen için bir dakika bekledim
Tell me, is your heart still spinning from the night before?
söyle bana, kalbin hala dün gecede mi dönüyor?
(You are real good yeah).
sen gayet iyiydin, evet
And you really need to let me know are you here just for,
(sexual dealings).
ve bana burada sadece cinsel çıkarların için bulunup
bulunmadığını bilmeme izin vermen gerek
See if you are then, (I), I just can't live a,
(lie), cause I'm certain how I feel about you.
çünkü eğer öyleyse, ben bir yalanı yaşayamam,
çünkü senin için nasıl hissettiğimden eminim
But if you tell me, (I), am the one and this is, (right),
then we can spend the night tonight like always.
ama eğer bana dersen; benim doğru kişi olduğumu ve bunun
doğru olduğunu, sonra biz bunun gibi geceler geçirebiliriz
But first you, gotta tell me
ama öncelikle, bana söylemen gerek
[Chorus Kelly:]
That you (Feel the same way I do)
benimle aynı şekilde hissettiğini
Darling you know, that I won't let you know unless you (
Feel the same way I do)
sevgilim biliyorsun, sen benimle aynı şekilde hissedene
kadar bilmene izin vermeyeceğm
So if you tell me what I gotta do, before I get caught up in you.
bu yüzden bana ne yapmam gerektiğini
söylersen sana kapılmadan önce
Do you really (Feel the same way I do)
gerçekten benim hissettiğim gibi mi hissediyorsun?
So tell me, tell me, us can be a good thing.
öyleyse söyle bana, söyle bana, biz iyi birşey olabiliriz
But you gotta (Feel the same way I do) do.
ama benim hissettiğim gibi hissetmelisin
[Verse 2 Bee:]
So now it midnight, haven't heard a reply.
şimdi gece yarısı oldu, hala senden bir cevap duyamadım
But I can see the truth lies in your eyes.
ama gözlerinde yatan gerçeği görebiliyorum
Could it be that you tried, but I didn't see the sunset pass
me bye, when you were making love to me.
bu denediğinden dolayı olabilir mi?,
ama gün batımının bana elveda ettiğini görmedim biz sevişirken
Said it three times, (you said) you love me,
(after) you held me.
bunu 3 kez söyledin, bana sarıldıktan beni
sevdiğini söyledin
But then you never even said goodnight.
ama sonra bir iyi geceler bile demedin
(Anything I ask of you) you give it, (when you wanted me)
I submitted, still no commitment, but if I don't get it then,
senden istediğim herşeyi bana verdin, beni istediğinde kabul
ettim, hala bir bağlılığımız yok, ama eğer bunu elde etmezsek;
(I) I just can't live a (lie),
cause I'm certain how I feel about you.
ben bir yalanı yaşayamam,
çünkü senin hakkında nasıl hissettiğimi biliyorum
But if you tell me, (I), am the one and this is, (right),
then we can spend the night tonight like always.
ama eğer bana dersen; benim doğru kişi olduğumu
ve bunun doğru olduğunu, sonra biz bunun gibi geceler geçirebiliriz
[Chorus Bee:]
That you (Feel the same way I do)
benimle aynı şekilde hissettiğini
Darling you know, that I won't let you know unless you
(Feel the same way I do)
sevgilim biliyorsun, sen benimle aynı şekilde hissedene kadar bilmene izin vermeyeceğm
So if you tell me what I gotta do,
before I get caught up in you.
bu yüzden bana ne yapmam gerektiğini
söylersen sana kapılmadan önce
Do you really (Feel the same way I do)
gerçekten benim hissettiğim gibi mi hissediyorsun?
So tell me, tell me, us can be a good thing.
öyleyse söyle bana, söyle bana, biz iyi birşey olabiliriz
But you gotta (Feel the same way I do) do.
ama benim hissettiğim gibi hissetmelisin
[Bridge Mich:]
Ooh I see your eyes, and I hear you calling.
gözlerini görüyorum ve beni çağırdığını duyabiliyorum
When you're speaking and I need to hear something.
sen konuşurken birşeyi duymaya ihtiyacım var
First thing I wanna hear (I've been meaning to tell you something).
ilk olarak; sana anlatmaya çalıştığım şeyi duymak istiyorum
The second thing is
(If I can't have you I don't want nothing).
ikinci olarak; eğer sana sahip olamazsam başka hiçbir şey istemiyorum
[konuşarak]
Adam;
Who that knockin' at my door this time of night?
gecenin bu saatinde kapımı çalan kim?
Ooh oh, hey baby.
oh oh hey bebeğim
What you doing over here so late?
bu geç saatte burada ne yapıyorsun?
Kelly;
I wanted to tell you somethin'.
sana birşey söylemek istedim
I just, I don't know how to tell you right.
ben sadece, ben sana bunu nasıl doğru söyleyeceğimi bilmiyorum
Do you have anything you want to say?
söylemek istediğin birşey mi var?
Alright, you know what, I love you
pekala, biliyor musun, seni seviyorum..
[Chorus:]
Feel the same way I do. [X3]
benim hissettiğim gibi hisse