I ain't tryna
Uğraşmıyorum
I ain't tryna
Uğraşmıyorum
I ain't tryna
Uğraşmıyorum
Yeah, ain't tryna be cool like you
Evet, senin gibi havalı olmaya uğraşmıyorum
Wobblin' around in your high-heeled shoes
Yüksek topuklu ayakkabılarınla ortalıkta dolaşıyorsun
I'm clumsy, made friends with the floor
Ben sakarım, yerlerle ahbap oldum
Two for one, you know a bitch buy four
Bir fiyatına iki tane, ama bu sürtük dört tane alır
And two left feet*(1), you know I always drop
Ve çok sakarım, hep yere düşüyorum, malum
First thing a girl did was a bop*(2)
Bu kızın ilk yaptığı şarkı da hit olmuştu
I'm the whole damn cake and the cherry on top
Bütün pasta da benim, üstündeki vişne de
Shook up the bottle, made a good girl pop
Şişeyi çalkalayıp patlattım, iyi kızları da yoldan çıkardım
You ain't even here to party
Sen buraya partide eğlenmek için gelmedin
Ken*(3) in the club tryna pipe a Barbie*(4)
Ken kulüpte Barbie'yi zıplatmaya çalışıyor
I don't wanna go, go, go with the flow
Ben akışa bırakmak istemiyorum
Back-bend 'til I touch my toes
Ellerim ayak parmaklarıma değene dek eğiliyorum
I don't wanna row, row, row the boat
Ben tekneyi devirmek istemiyorum
Wrist full of rocks and I hope I float
Bileklerim mücevher dolu ve uçmayı bekliyorum
Big up yourself 'cause you know they don't
Sen kendini büyütmeye bak çünkü diğerleri yapmıyor bunu
I chew, chew, chew 'cause they hope I choke (hey)
Ben çiğnemeye devam ediyorum çünkü onlar boğazımda kalmasını umuyorlar
I'm a bitch, I'm a boss
Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
I'm a bitch and a boss, I'ma shine like gloss
Ben bir sürtüğüm, bir patronum, dudak parlatıcı gibi parlayacağım
Said, bitch, I'm the after you've been the before
Dedim ki, kaltak, ben sonrasıyım sen öncesisin
I've been a stallion*(5), you've been a sea horse
Ben suaygırıyım, sen denizatısın
Don't need a report, don't need a press run
Haberlere çıkmaya, reklama ihtiyacım yok
All of my bad pics been all my best ones
Benim en kötü fotoğraflarım en iyi fotoğraflarım
I wear the hat and I wear the pants
Şapka giyerim, altına külot giyerim
I am advanced so I get advance
Ben üst seviyeyim o yüzden zirveye çıkıyorum
And I do my dance and cancel the plans
Ve ben dansımı ederim ve bütün planları iptal ederim
Said, boo, don't be mad 'cause you had a chance, drop
Dedim ki, canım benim, kızma hiç çünkü senin de şansın vardı ama kaybettin
Said, I took it and I ran for it
Dedim ki, o şansı ben değerlendirip yola devam ettim
I run it and I stand on it
O şansı değerlendirdim ve şimdi buradayım
Money on the floor when we dance on it
Paraları yere saçıp üstünde dans ettik
Shine bright, finna put a tan on it
Pırıl pırıl parlıyorum, üstüne bir de bronzlaşacağım
Said, I took it and I ran for it
Dedim ki, o şansı ben değerlendirip yola devam ettim
I run it then I stand on it
O şansı değerlendirdim ve şimdi buradayım
Money on the floor when we dance on it
Paraları yere saçıp üstünde dans ettik
Shine bright, finna put a tan on it like
Pırıl pırıl parlıyorum, üstüne bir de bronzlaşacağım
I'm a bitch, I'm a boss
Ben bir sürtüğüm, ben bir patronum
I'm a bitch and a boss, I'ma shine like gloss
Ben bir sürtüğüm, bir patronum, dudak parlatıcı gibi parlayacağım
Notlar:
*(1) : "Two left feet" kalıbı İngilizcede sakarlığı ifade etmek için kulanılır.
*(2) : "Bop" kelimesi günlük dilde iyi ve popüler anlamında kullanılıyor. Burada hit şarkı kastediliyor.
*(3) ve *(4) : Barbie bebeğin sevgilisinin ismi Ken ve buna gönderme yapmakla birlikte burada "Ken" diye
bahsedilen kişi Nicki Minaj'ın eşi Kenneth Perry ve "Barbie" şeklinde anılan kişi de Nicki Minaj. Aynı zamanda
Doja Cat bu üst düzey insanlarla dostluğundan ve birlikte eğlendiklerinden bahsediyor.
*(5) : "Stallion" suaygırı anlamına gelir, güzellik ve gücü simgeler. Bunun yanında bu kelime Doja Cat'in arkadaşı
kadın rapçi Megan Thee Stallion'a da bir gönderme.