All the tears that you cry won't awaken me
When the devils lay dormant inside
The blood in my veins has forsaken me
They die!
Döktüğün yaşları fark etmiyorum bile,
şeytanlar uyuşuk bir şekilde uzanıyorken içimde
damarlarımdaki kan beni terk etti
öldüler!
Disheartened and cold
And scars upon my soul
I lost you in the silence
¬Bleeding through the walls
A sorrow came that ceased to leave
And took you from my arms
ümidini yitirmiş bir şekilde ve soğuk
ve yaralar var ruhumda
sessizliğin içinde kayboldum
-duvarların içinde kanıyorum
kederim gitmeme engel olmuştu
ve seni kollarımdan koparmıştı
The dawn, a promise of beauty
But in dusk our rose will die
I'm forgetting how to face
The sadness of your eyes
Şafak, vadedilmiş güzellik
ama alaca karanlıkta güllerimiz ölecekler
unutuyorum, nasıl yüzleşeceğimi
gözlerindeki hüzünle
Further I linger with nothing to give
Faster I'm choking on the poison I breathe
Spare me your judgment, and spare me your woes!
This burden upon me is ruthless and cold
uzaklarda,oyalanmıyorum bir şeyden vazgeçme konusunda
nefes diye içime çektiğim zehirde boğuluyorum hızlıca
beni yargılamalarınızla sarın,ve "yazık"larınızla!
sırtımdaki yük, acımasız ve soğuk
Disheartened and cold
And thorns upon my soul
Ümidini yitirmiş ve soğuk,
ve dikenler batıyor ruhuma
I found you in the nothingness;
Haunted by the past
Too late I heard the howling
That broke your heart at last
seni bir boşlukta bulmuştum
geçmişe yakalanmış bir şekilde
artık çok geç, ulumalar duyuyordum
kalbin kırılacak eninde sonunda
The moon, a promise of solace
But the sun; a promise of scorn
I'll cry for you no longer
You don't need me anymore
ay, vadedilmiş teselli
ama güneş, vadedilmiş küçümseyiş
senin için ağlamayacağım daha fazla,
çünkü artık bana ihtiyacın yok...
We're too tired to sleep,
And these bodies confound
As coldness awaits us
The deeper I stumble
Into your arms
The harder we suffer
As the empire falls
uyuyamayacak kadar yorgunuz
ve şu bedenler şaşkın
bizi bekleyen soğuk gibi,
daha da derinlere düşüyorum
kollarında
daha kötü bir acı çekiyoruz
hükümdar düşerken
'-Strange eyes are gazing
-Your hissing, smouldering tongue…
-Your reflection is broken…
-Yet the mirror is mine!”
"-garip gözler bize bakıyorlar
-tıslıyorsun, dilinden dumanlar çıkıyor
-yansıman kırık...
-ayna hala benimken!"
I found you in the silence
Bleeding through the walls
A sorrow came that ceased to leave
And took you from my arms
seni sessizlikte bulmuştum
duvarların içinde kanarken
kederim gitmeme engel olmuştu
ve seni kollarımdan koparmıştı