I am so far away...
Çok uzaktayım...
You see, I'm nothing without thee
Görüyorsun, sensiz bir hiçim
I fall down, down to the ground,
Düştüm, dibe düştüm,
And all alone, I wish that I could go
Ve yapayalnız, gidebilmeyi diliyorum
Drown here with me,
Burada benimle boğul,
Hold me, save me
Sarıl bana, kurtar beni
Are you there, beloved one?
Orada mısın, sevgilim?
I clench our whisper to the fading
Solmasın diye fısıltılarımızı sımsıkı kavradım
Playing out this frozen dream
Bu donuk hayali tüketiyorsun
To watch me bleed in the sunrise
Gündoğumunda beni kan ağlarken izlemek için
Watch me bleed in the sunrise
Gündoğumunda beni kan ağlarken izle
Break, can you see how I break,
Parçalanıyorum, nasıl parçalandığımı görüyor musun,
And still, my world remains the same
Ve hâlâ, dünyam tekdüzeliğini koruyor
Don't die, please stay for a while
Ölme, lütfen biraz daha kal
This night we'll learn how to fly
Bu gece uçmayı öğreneceğiz
Snow is falling from ebon skies
Kara gökyüzünden karlar düşüyor
And I see some peace in your eyes
Ve gözlerinde bir parça huzur görüyorum
Playing out this frozen dream
Bu donuk hayali tüketiyorsun
To watch me bleed in the sunrise
Gündoğumunda beni kan ağlarken izlemek için
Watch us bleed in the sunrise
Gündoğumunda bizi kan ağlarken izle
I can't go on with the quiet,
Sessizlikle devam edemem,
To wait until we wake up,
Biz uyanana kadar beklemek için,
To be gone with the fire
Alevlerle tükenmek için
I must go now
Şimdi gitmem gerek
Are you there, beloved one?
Orada mısın, sevgilim?
Will you help me carry on,
Devam etmeme yardım edecek misin,
And lead me through the sunrise?
Ve beni gündoğumuna götürecek misin?
Lead me through the sunrise
Beni gündoğumuna götür
I can't go on with the quiet,
Sessizlikle devam edemem,
To wait until we wake up,
Biz uyanana kadar beklemek için,
To be gone with the fire
Alevlerle tükenmek için
I must go now
Şimdi gitmem gerek