Floating imperceptible cinders...
Back and forth a stare over the cosmic veil,
As a star is dying nuclear winters' coming;
Oh, entangled earth, distant eyes ablaze
Görünmez küllerin arasında yüzüyorum...
ileri ve gerisine bakıyorum kozmik gizin,
Bir yıldız ölürken yaklaşıyor nükleer kış,
Dünya karışıyor, soğuk gözler yanıyor
Interweave forever into your hunger
As gravity collapses and light torn asunder
Açlığın sonsuzluğa karışıyor,
yer çekimine yakalanırken
ve ışıklar parçalanıyor
Sowing the seeds,
Then burning the fields
We are burning the fields,
Then sowing the seeds
tohumlar ekmek,
ve ardından ateşe vermek toprağı
ateşe veriyoruz toprağı
ardından tohumlar ekiyoruz
Nothing lives or dies here,
Just calumnies of matter onto the dark
It slips through our fingers,
Unperceiving the emptiness
ne bir şey yaşıyor, ne de ölüyor burada
sadece karanlıktaki siyah maddeler
parmaklarımızın arasından kayıp gidiyorlar
boşluğu fark edemiyoruz
We are burning the stars
Yıldızları yakıyoruz
I rise through debris and the dust
Who is this sun?
I always spoke to the stars
I rise through debris and the dust
Who was this sun?
I always spoke to the stars
Döküntülerin ve küllerin arasından doğdum,
güneş de kimmiş?
ben daima konuşurdum yıldızlarla,
döküntülerin ve küllerin arasından doğdum ,
Güneş de neydi?
Daimi bir konuşma yıldızlarla
'Release me from myself,
Fading back into the womb,
That stellar, ethereal tomb
Just waiting for my moment to matter
And consciousness slept inside the stars
And we must remember that we forget
There's an immunity boundless ahead of it all”
"azat et beni kendimden,
geldiğim rahime geri gönder ve öldür
bu yıldızlı, ilahi mezar
benim özüme dönme anımı bekliyor sadece.
ve zihnim uyuyor yıldızların içinde
ve unuttuğumuzu hatırlamak zorundayız,
Dokunulmaz bir sonsuzluk uzanıyor önünde..."
Further, always further from here
These memories are continuing
Ever onward before the dawn
Seeing as time we can't escape
Uzakta, hep uzakta buradan
bu anılar hep aklımda
şafaktan önceki her ilerleyiş,
zaman geçtikçe kaçacak yerimizin olmadığını gösteriyor
I'm drifting and fading and choking in here
These nightmares are continuing
Aching glimpses always in hiding
I'm begging, begging you for hope
uzaklaşıyorum, yitip gidiyorum,boğuluyorum burada
aklımda hep bu kabuslar var
saklanmış daimi bir acıyla göze ilişen
yalvarıyorum, yalvarıyorum ümit et diye
I stumble through the rugged door;
The crater of my being
Watching this heart graciously beating,
Until it beats no more
Sert bir kapının içinden düşüyorum
yaratılışımın krateri
bu kalbin onurlu bir şekilde atışını izliyorum
daha fazla atmayacağı ana dek
Interweave forever into your hunger
As gravity collapses and light torn asunder
Açlığın sonsuzluğa karışıyor,
yer çekimine yakalanırken
ve ışıklar parçalanıyor
We are burning the stellar fields…
Yıldızlı toprağı yakıyoruz
I rise through debris and the dust
Who is this god?
Döküntülerin ve küllerin arasından doğuyorum,
Tanrı da kimmiş?