I don't understand why you blame me
Neden beni suçladığını anlamıyorum
Just take me as I am, it's the same me
Beni olduğum gibi kabul et, ben eskisi gibi aynıyım
We should be (Yeah)
Olmalıyız (Evet)
Senseless sight to see
Anlamsız gözüken bir görüntü
Yeah
Evet
Senseless sight to see
Anlamsız gözüken bir görüntü
Ayy
Ayy
Feelin' young but they treat me like the OG
Genç hissediyorum ama onlar bana OG gibi davranıyor
And they want the tea on me, I swear these bitches nosey
Ve benden dedikodu istiyorlar, yemin ederim bu sürtükler meraklı
Said he put some money on my head, I guess we gon' see
Kelleme ödül biçtiğini söyledi, sanırım göreceğiz
I won't put no money on his head, my niggas owe me
Ben kelleni ödül biçmiyorum, adamlarım bana borçlu
I gotta be single for a while, you can't control me
Bir süre yalnız olacağım, beni kontrol edemezsin
Uno, dos, tres, in a race, they can't hold me
Bir, iki, üç, bir yarışta beni tutamazlar
And I show my face in a case so you know it's me
Ve bir mevzuda yüzümü gösteriririm böylece benim olduğumu bilirsin
Imitation isn't flattery, it's just annoyin' me
Taklit yalakalık değil, bu sadece beni irite ediyor
And I'm too about it
Ve ben buna çok dairim
And the dirt that they threw on my name
Ve onların ismime attığı kirler
Turned to soil and I grew up out it
Toprağa dönüştü ve ben o toprağın üzerinde büyüdüm
Time for y'all to figure out what y'all gon' do about it
Hepinizin bunun hakkında ne yapacağını düşünmenizin vakti geldi
Big wheels keep rollin', rollinBüyük çarklar dönmeye ve dönmeye devam ediyor
I'm outside, twenty-nine, G5, seaside
Dışarıdayım, 29, G5, deniz kenarı
I've been losin' friends and findin' peace
Arkadaş kaybediyor ve huzur buluyorum
But honestly that sound like a fair trade to me
Ama gerçekten bu kulağıma adil bir değiş tokuş gibi geliyor
If I ever hurt one and I'm still here
Eğer birini incittiysem ve hala burdayım
Outside, frontline, Southside
Dışarıda, cephede, güney tarafında
I've been losin' friends and findin' peace
Arkadaş kaybediyor ve huzur buluyorum
But honestly that sound like a fair trade to me
Ama gerçekten bu kulağıma adil bir değiş tokuş gibi geliyor
Look, don't invite me over if you throw another pity party
Bak, eğer başka bir kendini acındırma partisi düzenlersen beni çağırma
Lookin' back, it's hard to tell you where I started
Geriye baktığımda, nereden başladığımı söylemek zor
I don't know who love me, but I know that it ain't everybody
Kim beni seviyor bilmiyorum, ama hiçkimsenin olmadığını biliyorum
I can never love her, she a busy body
Onu asla sevemem, o işgüzar
Baby, if you want me, can't be turnin' up with everybody, nah
Bebeğim, eğer beni istiyorsan, herkesle çıkamazsın, nah
Can't be fuckin' on just anybody, yeah
Sadece herhangi biriyle takılamazsın, evet
I got feelings for you, that's the thing about it, yeah
Sana karşı birşeyler hissediyorum, bunun olayı bu, evet
You know that it's somethin' when I sing about it, yeah
Hakkında şarkı söylediğimde bunun en azından bir şey olduğunu bilirsin
Mama used to be on disability but gave me this ability
Annem önceden engelli maaşı alırdı, ama bana bunu yapma fırsatı sundu
And now she walkin' with her head high and her back straight
Ve şimdi başı dik ve sırtı düz yürüyor
I don't think you feelin' me, I'm out here
Beni hissettiğini düşünmüyorum, ben buradayım
Bein' everything they said I wouldn't be and couldn't be
Olmayacağım ve olamayacağımı söyledikleri her şeyim
I don't know what happened to them guys that said they would be
Olacaklarını söyleyen onlara ne oldu bilmiyorum
I said see you at the top and they misunderstood me
Zirvede görüşürüz dedim ve beni yanlış anladılar
I hold no resentment in my heart, that's that maturity
Kalbimde gücenme tutmuyorum, işte bu olgunluk
And we don't keep it on us anymore, it's with security
Ve artık üzerimizde silah taşımıyoruz, o korumamızda
I'm outside, twenty-nine, G5, seaside
Dışarıdayım, 29, G5, deniz kenarı
I've been losin' friends and findin' peace
Arkadaş kaybediyor ve huzur buluyorum
But honestly that sound like a fair trade to me
Ama gerçekten bu kulağıma adil bir değiş tokuş gibi geliyor
If I ever hurt one and I'm still here
Eğer birini incittiysem ve hala burdayım
Outside, frontline, Southside
Dışarıda, cephede, güney tarafında
I've been losin' friends and findin' peace
Arkadaş kaybediyor ve huzur buluyorum
But honestly that sound like a fair trade to me
Ama gerçekten bu kulağıma adil bir değiş tokuş gibi geliyor
I don't understand why you blame me
Neden beni suçladığını anlamıyorum
Just take me as I am, it's the same me
Beni olduğum gibi kabul et, ben eskisi gibi aynıyım
Senseless sight to see
Anlamsız gözüken bir görüntü
Senseless sight to see
Anlamsız gözüken bir görüntü (Dışarı)
Rollin' in a Rolls and ain't no safety
Bir Rolls'la sürüyorum ve can güvenliğim yok
Ridin', engine revvinSürüyorum, motorun hızı artıyor
Gotta roll over to you, gotta get my release
Sana teslim olmalıyım, boşalmalıyım
Spread your legs downtown, as I'm goin' out to eat
Bacaklarını arala, çünkü sana oral vereceğim
And they hear the raw sounds when I rock up and you're sleepy (Oh, oh)
Ve onlar boşaldığımda ham çığlıklarını duyacaklar ve sonra durgunlaştın
I'ma roll on 'em ‘fore I ever let 'em roll on me
Bana yuvarlanmalarına izin vermeden önce ben onlara yuvarlanacağım
Split this one down the middle, wake up in the harmony (Sick)
Ortaya doğru aşağıda bunu ayır, ahenkte uyandım
Worry, sick, I'm sick of worryin' (Sick, sick)
Kaygılı, hasta, kaygılanmaktan bıktım (hasta, hasta)
It's just a worryin', I'd rather bury them
Bu sadece kaygılanmak, onları gömmeyi tercih ederim
I'm talkin' fake friends and skeletons (Yeah)
Sahte arkadaşlarla ve iskeletlerle konuşuyorum (Evet)
Early mornin', show the ropes to lawyers, I done sell a bean (It's lit)
Sabah erken, bu işin nasıl yapılacağını göster, hakiki olmaktan bıktım
I'm never settlin', this shit get darker than my melanin (Ooh, ooh, ooh-ooh)
Asla durulmayacağım, bu şey melaninimden daha karanlık olmaya başladı
At the crib all by myself, this shit be cavin' in
Evde tek başıma, bu şey göçertiyor
Scrollin' through my call log, by emojis, how I'm savin' 'em
Rehberimde geziyorum, emojilerle, onları nasıl kaydediyorduk?
Del Mar as the beach where my hoe was but I favorite them
Del Mar yani sürtüğümün olduğu plaj, ama ben onları favoriledim
That butterfly emoji hold me down and all my babies them (Yeah)
Bu kelebek emojisi beni ve tüm bebeklerimi tutuyor (Evet)
Backwood in your face, won't push away, he got the K on him
Puro ağazında, kenara itmeyecek, ona sertçe tamam dedi
I broke bread instead of watchin' niggas break down (Break it)
Yıkılmalarını izlemek yerine ekmeğimi paylaştım
They sent a couple bitches through, like I'm from Cape Town
Birkaç sürtük gönderdiler, sanki Cape Town'danmışım gibi
Know their position, you know ass up with the face down (Let's go)
Pozisyonlarını biliyorlardı, yüzleri aşağıya bakarken popoları yukarda, bilirsin (Hadi)
I'm never content, two mil' a event, I get it frequent
Asla memnun etmem, bir toplanmada birkaç bağış, çok sık alıyorum
I'm make an expense, to me it's just sense
Masraf yapıyorum, bu benim için sadece amaç
I'm droppin' the top, no tint for the whip
En yükseğe çıkıyorum, kırbaç için renk yok
I'm droppin' the top, this bitch tryna spend
En yükseğe çıkıyorum, bu sürtük geceyi burada geçirmeye çalışıyor
She droppin' the top, she back again
En yükseğe çıkıyor, sonra yeniden iniyor
Fuck her 'cause she at the crib again, company (Yeah, yeah)
S*keyim onu çünkü yine bende, eşlik ediyor (Evet, evet)
I let it slide when I really shoulda slid (Oooh, ooh)
Cidden kaymam gerekirken akışına bıraktım (Oooh, ooh)
After all the shit I did
Yaptığım onca şeyden sonra
Look at how they repayin' me back (Oh, oh-oh, oh)
Bana nasıl geri dönüşü oldu bak (Oh,oh-oh,oh)
Now follow my lead
Şimdi beni takip et
Tell me what type of payment is that? (Oh, oh-oh), I put that on my kid
Söyle bana, bu ne tarz bir ödeme? (Oh, oh-oh) Bunu çocuğuma bırakacağım
And my trust, yeah, it is what it is (Oh, oh)
Ve güvenimi, işte bu budur
I'm outside, twenty-nine, G5, seaside
Dışarıdayım, 29, G5, deniz kenarı
I've been losin' friends and findin' peace
Arkadaş kaybediyor ve huzur buluyorum
But honestly that sound like a fair trade to me
Ama gerçekten bu kulağıma adil bir değiş tokuş gibi geliyor
If I ever hurt one and I'm still here
Eğer birini incittiysem ve hala burdayım
Outside, frontline, Southside
Dışarıda, cephede, güney tarafında
I've been losin' friends and findin' peace
Arkadaş kaybediyor ve huzur buluyorum
But honestly that sound like a fair trade to me
Ama gerçekten bu kulağıma adil bir değiş tokuş gibi geliyor
I don't understand why you blame me
Neden beni suçladığını anlamıyorum
Just take me as I am, it's the same me
Beni olduğum gibi kabul et, ben eskisi gibi aynıyım
We should be, senseless sight to see
Anlamsız gözüken bi görüntü olmalıyız
Senseless sight to see
Anlamsız gözüken bi görüntü
Up on a mountain (Up on a mountain)
Dağa yukarı doğru
Search through the valley (Search through the valley)
Vadi boyunca ara (Vadi boyunca ara)
You hear me calling (You hear me calling)
Seslendiğimi duyuyorsun (Seslendiğimi duyuyorsun)
Won't you come find me? (Won't you come find me?)
Gelip beni bulmayacak mısın? (Gelip beni bulmayacak mısın?)
Please don't forsake me (Please don't forsake me)
Lütfen beni bırakma (Lütfen beni bırakma)
All of a sudden (All of a sudden)
Birden bire (Birden bire)
My heart is breaking (Breaking)
Kalbim kırılıyor (Kırılıyor)
I feel it coming, I, I
Geldiğini hissediyorum, ben, ben