I was put in a round room
And told to sit in the corner
While they wash my brain with a dirty rag
I was given a hammer
And told to build a fortress
With walls impossible to penetrate
Youre the only thing I need
And youve become the only thing
That keeps me breathing, without you Id be
In a dark place, no lightswitch
An open wound without a stitch
Maybe now you will understand
No matter how stable
The foundation may seem
Everything is crashing down on me
With papercuts on fingertips
Blackened eyes,broken lips
Forever wounded, its hard to tell
Youre the only thing I need
Whether I fail or succeed
Within my blindness, you are all I see
The morning fog sun burns away
A predators eye without its prey
Maybe now you will understand
I wont quit on you
No, I wont quit on you
Ever
Yuvarlak bir odaya konmuştum
Ve bir köşeye oturmam söylenmişti
Onlar beynimi kirli bir bez parçasıyla yıkarken
Bana bir çekiç verilmişti
Ve bi kale yapmam söylenmişti
Arasından geçmenin imkansız olduğu duvarları olan
İhtiyaç duyduğum tek şey sensin
Ve benim nefes almaya devam etmemi sağlayan
tek şey sen oldun, sensiz ben
Karanlık bir yerde, ışık açma düğmesi olmayan
Dikişi olmayan açık bir yara
Belki şimdi anlarsın
Temel ne kadar sağlam görünse de
Her şey benim üstüme yıkılıyor
Parmak uçlarında kağıt kesikleri
Kararmış gözler, ve kırık dudaklar
Sonsuza kadar yaralı, anlatması zor
İhtiyaç duyduğum tek şey sensin
Kaybetsem de başarılı olsam da
Körlüğümde gördüğüm tek şey sensin
Güneş sabah sisini yakıyor
Avı olmayan bir yırtıcının gözü
Belki şimdi anlarsın
Senden vazgeçmeyeceğim
Hayır, senden vazgeçmeyeceğim
Asla