Come you masters of war
You that build the big guns
You that build the death planes
You that build all the bombs
You that hide behind walls
You that hide behind desks
I just want you to know
I can see through your masks
Savaşın üstadları, buraya gelin
Büyük silahları siz icat ettiniz
Hiç uçmayacak uçakları siz yaptınız
Tüm bombaları siz kurdunuz
duvarların ardına siz saklandınız
masaların ardına siz saklandınız
sadece şunu bilin ki,
gerçek yüzünüzü görebiliyorum
You that never done nothinBut build to destroy
You play with my world
Like it's your little toy
You put a gun in my hand
And you hide from my eyes
And you turn and run farther
When the fast bullets fly
yıkım getirmekten başka,
hiçbir şey yapmadınız
benim dünyamla oynadınız,
küçük bir oyuncakmış gibi.
ellerime bir silah tutuşturup
ortadan kayboldunuz
ve çekip gittiniz,
mermiler havada hızlıca uçuşurken...
Like Judas of old
You lie and deceive
A world war can be won
You want me to believe
But I see through your eyes
And I see through your brain
Like I see through the water
That runs down my drain
Eskilerden Judas* gibi, (*Hz.İsa'ya ihanet eden havari)
yalanlar söyleyip insanları kandırdınız.
Dünya savaşını kazanabiliriz,
beni buna inandırmak istiyorsunuz
ama ben, gözlerinizi okuyabiliyorum
kafanızın içindekileri görebiliyorum
Tıpkı kanalizasyonda akıp giden suyu gördüğüm gibi...
You fasten all the triggers
For the others to fire
Then you set back and watch
When the death count gets higher
You hide in your mansionAs young people's blood
Flows out of their bodies
And is buried in the mud
Namlularınızı sabitlediniz,
diğerlerine ateş edebilmek için.
ardından ardınıza yaslanıp izlediniz
ölü sayısı gitgide artarken.
köşklerinizde saklandınız,
gençlerin kanı vücutlarından akıp giderken
ve bedenleri çamura gömülürken
You've thrown the worst fear
That can ever be hurled
Fear to bring children
Into the world
For threatening my baby
Unborn and unnamed
You ain't worth the blood
That runs in your veins
En kötü korkuların içine atıldınız,
öylece fırlatıp atılmayacak cinsten olanların.
çocuklarınızın olmasından korkar hale geldiniz
beni daha doğmamış, adı konulmamış bebeğimle tehtit ederken...
damarlarınızda akan kana bile değmezsiniz
How much do I know
To talk out of turn
You might say that I'm young
You might say I'm unlearned
But there's one thing I know
Though I'm younger than you
That even Jesus would never
Forgive what you do
ben ne kadar bilebilirim ki,
vazgeçip dönmenizi sağlayacak şeyleri.
genç olduğumu söyleyebilirsiniz
daha öğrenecek çok şeyim olduğunu söyleyebilirsiniz
ama, sizden daha genç olmama rağmen
bildiğim tek bir şey var ki
Hz.İsa bile, yaptıklarınızı asla affedemezdi.