When I walk beside her
Onun yanına yürüdüğünde
I am the better man
Daha da iyi hissediyorum
when i look to leave her
Ondan ayrılmayı düşündüğümde
I always stagger back again
Hep geriye sendelerim
Once I built an ivory tower
Bir kere fildişi bir kule inşa ettiğimde
so I could worship from above
O zaman yukarıdan tapınabilirdim
when I climb down to be set free
Özgür olmak için aşağı indiğimde
she took me in again
Beni yine içeri aldı
There's a big, a big hard sun
Büyük bir, büyük kuvvetli güneş var
beating on the big people
Büyük insanlara vuran
in the big hard world
Büyük sert dünyada
When she comes to greet me
Beni karşılamaya geldiğinde
she is mercy at my feet
I see her inner charm
Onun iç çekiciliğini görüyorum
she just throws it back at me
O da onu bana atıyor
Once I dug an early grave
Bir kere erkenden mezar kazdığımda
to find a better land
Daha iyi bir toprak bulmak için
she just smiled and laughed at me
Sadece gülümsedi ve güldü bana
and took her rules back again
Ve tekrar kurallarını aldı
There's a big, a big hard sun
Büyük bir, büyük kuvvetli güneş var
beating on the big people
Büyük insanlara vuran
in the big hard world
Büyük sert dünyada
Once I stood to lose her
Bir kere onu kaybettiğimde
and I saw what i had done
Ne yaptığımı gördüm
bowed down and threw away the hours
Boyun eğdiğimi ve saatler harcadığımı
of her garden and her sun
Onun bahçesinde ve güneşinde
So I tried to want her
Onu istemeye çalıştım
I turned to see her weep
Ağlamasını görmek için döndüm
40 days and 40 nights
40 gün ve 40 gece
and its still coming down on me
Ve hala üstüme iniyor
There's a big, a big hard sun
Büyük bir, büyük kuvvetli güneş var
beating on the big people
Büyük insanlara vuran
in the big hard world
Büyük sert dünyada