[E] >  [Eminem Şarkı Çevirileri] > 8 Mile Şarkı Çevirisi
Sponsored Links

Eminem - 8 Mile

Eklendi:
Yeni Çeviri Eklemek İçin Tıklayın Çeviri Ekle      Hata DüzeltHata Düzelt
Sometimes I just feel like, quittin I still might
Bazen bırakıp gidesim geliyor, hala bırakabilirim

Why do I put up this fight, why do I still write
Neden bu savaşı veriyorum, neden hala yazıyorum

Sometimes it's hard enough just dealin with real life
Bazen sadece gerçek hayatla uğraşmak bile yeteri kadar
zor

Sometimes I wanna jump on stage and just kill mics
Bazen sahneye zıplayıp mikrofonların canına okumak
istiyorum

And show these people what my level of skill's like
Ve bu insanlara beceri düzeyimin nasıl olduğunu
göstermek istiyorum

But I'm still white, sometimes I just hate life
Ama hala beyazım, bazen hayattan nefret ediyorum

Somethin ain't right, hit the brake lights
Birşeyler yolunda değil, trafik lambasına çarptım

Facing this stage fright, drawin a blank like
Sahne korkusuyla yüzleşmek, böyle bir boşluk bırakıyor

Da-duh-duh-da-da, it ain't my fault
Da-duh-duh-da-da, bu benim hatam değil

Cry-ing eye balls, my inside crawl
Göz kürelerim ağlıyor , içim ürperiyor

And I clam up (wham) I just slam shut
Ve gıkımı çıkarmıyorum, sadece çenemi çat diye
kapatıyorum

I just can't do it, my whole manhood's
Yapamıyorum işte, bütün erkekliğim

Just been stripped, I have just been evict
Biraz once soyuldu, biraz once tahliye edildim

So I must in get hope to bust in, split
Bu yüzden tekrar hapse girip, dış dünyadan
ayrılmalıyım

Man fuck this shit yo, I'm goin the fuck home
Dostum s.ktir et bu b.ku, lanet evime gidiyorum

World on my shoulders as I run back to this 8 Mile
Road
Tekrar 8 mile yoluna doğru seyrederken dünya
omuzlarımda

Nakarat

I'm a man, I'ma make a new plan
Ben bir erkeğim, yeni bir plan yapacağım

Time for me to just stand up, and travel new land
Benim için ayağa kalkma ve yeni bir diyara yolculuk
etme zamanı

Time for me to just take matters into my own hands
Gerçekten dizginleri elime alma zamanı

Once I move on from these tracks man I'ma never look
back
Bu izlerden ilerledikten sonra dostum, asla geriye
bakmayacağım

(8 Mile Road) And I'm gone, I know right where I'm
goin
(8 Mile Yolu) Ve ben çıktım, nereye gittiğimi
biliyorum

Sorry momma I'm grown, I must travel alone
Üzgünüm anne ben büyüdüm, yalnız seyahat etmeliyim

Ain't gonna follow no footsteps I'm makin my own
Hiç bir ayak izini takip etmeyeceğim, ben
kendiminkileri yapıyorum

Only way that I know how to escape from this 8 Mile
Road
8 Mile Yolu'ndan kaçmanın bildiğim tek yolu

[Eminem]
I'm walkin these train tracks, tryin to regain back
Bu tren raylarında yürüyorum, geri kazanmaya
çalışıyorum

The spirit I had 'fore I go back to the same crap
Tekrar aynı saçmalığa gitmeden önce sahip olduğum
ruhumu

To the same plant, in the same pants
Aynı fabrikaya, ve aynı pantolonla

Tryin to chase rap, gotta move ASAP
Rap'i kovalamaya çalışıyorum, en kısa zamanda harekete
geçmeliyim

And get a new plan, momma's got a new man
Ve yeni bir plan yapmalıyım , annemin yeni bir erkeği
var

Poor little baby sister, she don't understand
Zavallı küçük kız kardeşim, anlamıyor

Sits in front of the TV, buries her nose in the pad
TV karşısında oturup, burnunu yastığa gömüyor

And just colors until the crayon gets dull in her hand
Ve elindeki renkli kalem sönükleşene kadar çiziyor

While she colors her big brother and mother and dad
Büyük ağabeyini, annesini ve babasını çizerken

Ain't no tellin what really goes on in her little head
Minik kafasında gerçekten neler olduğunu hiç
söylemiyor

Wish I could be the daddy that neither one of us had
Keşke ikimizin de sahip olamadığı baba olabilseydim

But I keep runnin from somethin I never wanted so bad!
Ama herşeyden fazla istediğim şeyden kaçmaya devam ediyorum

Sometimes I get upset, cause I ain't blew up yet
Bazen üzülüyorum, çünkü henüz patlamadım

It's like I grew up, but I ain't grow these two nuts yet
Büyüdüm gibi, ama hala cesaretimi toplayamadım

Don't gotta rep my step, don't got enough pep
Adımlarımı tekrarlamamalıyım, yeteri kadar enerjim yok

The pressure's too much man, I'm just tryin to do
what's best
Baskı çok fazla adamım, sadece en iyi olanı yapmaya çalışıyorum

And I try, sit alone and I cry
Ve çabalıyorum, yalnız başıma oturup ağlıyorum

Yo I won't tell no lie, not a moment goes by
Hey, hiç yalan söylemeyeğim, bir dakika bile geçmiyor
ki

That I don't pray to the sky, please I'm beggin you
God
Gökyüzüne dua etmeyeyim, lütfen sana yalvarıyorum
tanrım

Please don't let me be pigeon holdin no regular job
Lütfen düzenli bir işi olmayan saf biri olmama izin
verme

Yo I hope you can hear me homie wherever you are
Hey, umarım beni duyabilirsin ahbap, her neredeysen

Yo I'm tellin you dawg I'm bailin this trailer
tomorrow
Hey sana söylüyorum dostum, yarın bu karavandan kurtuluyorum

Tell my mother I love her, kiss baby sister goodbye
Anneme onu sevdiğimi söyleyip, kız kardeşime veda öpücüğü vereceğim

Say whenever you need me baby, I'm never too far
Bana ne zaman ihtiyacın olursa bebeğim, asla çok uzakta değilim diyeceğim

But yo I gotta get out there, the only way I know
Ve hey, buradan gitmeliyim, bildiğim tek yol
And I'ma be back for you, the second that I blow
Ve patladığım anda senin için geri geleceğim

On everything I own, I'll make it on my own
Sahip olduğum herşeyi kendim kazanacağım

Off to work I go, back to this 8 Mile Road
İşe gitmek için çıkıyorum, yine bu 8 Mile yoluna

[Chorus]

[Eminem]
You gotta live it to feel it, you didn't you wouldn't
get it
Bunu hissetmen için yaşaman lazım, yaşamadıysan sahip
olamazsın

Or see what the big deal is, why it wasn't the
skillest
Ya da büyük olayın ne olduğunu göremezsin, ve neden en
iyisi değildi

To be walkin this borderline of Detroit city limits
Detroit'in şehir sınırlarında yürüyor olmak

It's different, it's a certain significance, a
certificate of authenticity, you'd never even see
Bu farklı, bu kesinlike önemli, orjinallik
sertifikası, asla görmeyi bile başaramazdın

But it's everything to me, it's my credibility
Ama bu benim herşeyim, benim güvenilirliğim

You never seen heard smelled or met a real MC
Hiç gerçek bir MC* yi görmedin, duymadın, koklamadın
ve tanımadın

Who's incredible upon the same pedestal as me
Aynı sütunun üzerinde benim kadar inanılmaz olan

But yet I'm still unsigned, havin a rough time
Ama hala işsizim, zor bir dönem geçiriyorum

Sit on the porch with all my friends and kick dumb
rhymes
Sundurmada tüm arkadaşlarımla oturup aptal kafiyeler
yapıyorum

Go to work and serve MC's in the lunchline
İşe gidip öğlen yemeği kuyruğundaki MC'lere hizmet
ediyorum

But when it comes crunch time, where do my punchlines
go
Ama dönüm noktası geldiğinde, yumruk gibi dizelerim
nereye gidiyor

Who must I show, to bust my flow
Kime göstermeliyim, flow larımı patlatmak için

Where must I go, who must I know
Nereye gitmeliyim, kimi tanımalıyım

Or am I just another crab in the bucket
Yoksa sadece kovadaki başka bir yengeç miyim

Cause I ain't havin no luck with this little Rabbit so
fuck it
Çünkü bu küçük Tavşan la hiç şansım yok, öyleyse
s.ktir et onu

Maybe I need a new outlet, I'm startin to doubt shit
Belki başka bir çıkış yerine ihtiyacım var, bu b.ktan
şüphe etmeye başlıyorum

I'm feelin a little skeptical who I hang out with
Kiminle takıldığım konusunda biraz şüpheci
hissediyorum

I look like a bum, yo my clothes ain't about shit
Bir k.ç gibi görünüyorum, kıyafetlerim bu. b.kla
ilgili değil

If the Salvation Army tryin to salvage an outfit
Eğer Kurtuluş Ordusu bir kıyafeti kurtarmaya
çalışıyorsa

And it's cold, tryin to travel this road
Ve hava soğuk, bu yolda seyahat etmeye çalışırken

Plus I feel like I'm on stuck in this battlin mode
Artı bu savaş modunda takılıp kalmışım gibi
hissediyorum

My defenses are so up, but one thing I don't want
Gardım tamamen düştü, ama istemediğim bir şey

Is pity from no one, the city is no fun
Birinin bana acıması, şehir hiç eğlenceli değil

There is no sun, and it's so dark
Güneş yok, ve çok karanlık

Sometimes I feel like I'm just bein pulled apart
Bazen uzaklara çekiliyormuşum gibi hissediyorum

I'm torn in my limbs, by each one of my friends
Arkadaşlarımın her biri tarafından, kol ve
bacaklarımdan ayrılıyorum

It's enough to make me just wanna jump out of my skin
Bu derimi yırtıp çıkmak istemem için yeterli

Sometimes I feel like a robot, sometimes I just know
not
Bazen bir robot gibi hissediyorum, bazen bilmiyorum

What I'm doin I just blow, my head is a stove top
Ne yaptığımı, sadece patlıyorum, kafam sobanın üstü
gibi

I just explode, the kettle gets so hot
İnfilak ediyorum, çaydanlık çok ısınıyor

Sometimes my mouth just overloads the ass that I don't
got
Bazem ağzım sahip olmadığım k.çı aşırı yüklüyor

But I've learned, it's time for me to U-turn
Ama öğrendim, benim için U-dönüşü yapma zamanı

Yo it only takes one time for me to get burned
Hey sadece tek seferde yanıyorum

Ain't no fallin no next time I meet a new girl
Bundan sonra yeni bir kızla tanıştığım zaman
yıkılmayacağım

I can no longer play stupid or be immature
Artık aptalı oynayamam ve çocukça davranamam

I got every ingredient, all I need is the courage
Tüm muhteviyata sahibim, tek ihtiyacım olan cesaret

Like I already got the beat, all I need is the words
Tempo şimdiden başlamış gibi, tek ihtiyacım olan
sözler

Got the urge, suddenly it's a surge
Dürtüye sahibim, birden bu bir dalgalanma

Suddenly a new burst of energy is occurred
Birden yeni bir enerji patlaması gerçekleşti

Time to show these free world leaders the three and a
third
Bu Özgür Dünya nın liderlerine 313 ün ne olduğunu
gösterme zamanı

I am no longer scared now, I'm free as a bird
Artık korkmuyorum, bir kuş kadar özgürüm

Then I turn and cross over the median curb
Sonra dönüp yolun ortasındaki engelin üzerinden
geçiyorum

Hit the verbs and all you see is a blur from 8 Mile
Road
Can alıcı noktalara değiniyorum ve tek gördüğün 8 Mile
Yolu'ndan bir karaltı

Nakarat

MC* : Microphone Controller( Rapçiler için kullanılan
bir terim)
© 2003-2024 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.