I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But I ain't no Jesus
Ama ben İsa değilim
I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But only when it freezes
Ama sadece su donduğunda
Why are expectations so high? Is it the bar I set?
Neden beklentiler bu kadar yüksek? koyduğum çıta yüzündenmi?
My arms, I stretch, but I can't reach
Kollarım, uzatıyorum, ancak ulaşamıyorum
A far cry from it, or it's in my grasp, but as
Bundan çok uzağım, ya da bu benim elimde
Soon as I grab, squeeze
Ama tutup sıktığım anda
I lose my grip like the flyin' trapeze
Uçan bir trapezci gibi kavramamı kaybediyorum
Into the dark I plummet, now the sky's blackening
Karanlıkta çakılıyorum, şimdi gökyüzü kararıyor
I know the mark's high, butter–
Yağı gizleyen işaretleri biliyorum
Flies rip apart my stomach
Uçuşlar midemi parçalıyor
Knowin' that no matter what bars I come with
Hangi çıtayla gelirsem geleyim biliyorum ki
You're gonna harp, gripe, and
Dinleyecek,mızmızlanacaksın ve
That's a hard Vicodin to swallow, so I scrap these
bu yutması zor bir Vicodin olacak
As pressure increases like khakis
Baskı arttıkça bunları hurdaya çıkarıyorum birer üniformalarmış gibi
I feel the ice cracking, because—
Buzun kırıldığı hissediyorum, çünkü
I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But I ain't no Jesus
Ama ben İsa değilim
I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But only when it freezes
Ama sadece su donduğunda
It's the curse of the standard
Marshall Mathers LP'nin ilk CD'sinin
That the first of the Mathers discs set
Mathers'in ilk albümü
Always in search of the verse that I haven't spit yet
Her zaman hala yazamadığım verse'ü arıyorum
Will this step just be another misstep
Bu yine topladığım bu miras,
To tarnish whatever the legacy, love or respect
Kazandığım itibarı,sevgiyi,saygıyı
I've garnered? The rhyme has to be perfect, the delivery flawless
lekelemek için? Ritim mükemmel olmalı, kusursuz ulaşmalı
And it always feels like I'm hittin' the mark
Ve her zaman çok iyi yapmışım gibi hissediyorum
'Til I go sit in the car, listen and pick it apart
Taki arabada oturup, dinleyip ayırana kadar
Like, "This shit is garbage!"
"Bu bok çöpten başka bir şey değil" diyorum
God's given me all this, still I feel no different regardless
Tanrı bana hepsini verdi, hala farklılık hissetmiyorum
Kids look to me as a god, this is retarded
Çocuklar bana tanrıymışım gibi bakıyor , bu aptalca
If only they knew, it's a facade and it's exhaustive
Sadece bunun sahte ve yorucu olduğunu görebilselerdi..
And I try not to listen to nonsense
ve ben saçmalığı dinlememeye çalıştım
But if you bitches are tryin' to strip me of my confidence
Ama siz sürtükler güvenimi boşa çıkarmaya başladınız
Mission accomplished
Görevi tanamladınız
I'm not God-sent, Nas, Rakim, Pac, B.I.G., James Todd Smith
Ben tanerının gönderdiği ( melek) değilim, Nas, Rakim, B.I.G., James Todd Smith öyleler
And I'm not Prince, so…
ve ben Prince değilim, yani
I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But I ain't no Jesus
Ama ben İsa değilim
I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But only when it freezes
Ama sadece su donduğunda
'Cause I'm only human, just like you
Çünkü ben sadece insanım, tıpkı senin gibi
Making my mistakes, oh if you only knew
Yaptığım hataları bir bilseniz
I don't think you should believe in me the way that you do
Bana şuan güvendiğiniz gibi güvenmeniz gerektiğini düşünmüyorum
'Cause I'm terrified to let you down, oh
Çünkü sizi yüzüstü bırakmaktan çok korkuyorum
It's true, I'm a Rubik's — a beautiful mess
Doğru ben bir zeka küpüyüm, muhteşem bir dağınıklık
At times juvenile, yes, I goof and I jest
Zaman zaman çocuksuyum, evet, dalga geçiyorum ve şakalar yapıyorum
A flawed human, I guess
Sadece kusurlu bir insanım sanırım
But I'm doin' my best to not ruin your ex–
Eski sevgilini mahvetmemek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum
Pectations and meet 'em, but first
Onlarla buluşuyorum, ve öncelikle
The "Speedom" verse, now Big Sean
" Speedom ", şimdi Big Sean
He's goin' too fast, is he gonna shout or curse out his mom?
Aşırıya kaçıyor, annesine bağıracak ya da onu lanetleyecekmi?
There was a time I had the world by the balls, eatin' out my palm
Taşaklarımdan dünyayı oynattığım zamanlar oldu, avuçlarımdan yerken
Every album song I was spazzin' the fuck out on
Her albüm ve her şarkımda kendimi kaybedip mükemmel şeyler çıkarıyordum
And now I'm gettin' clowned and frowned on
Ve şimdi kabalaştım ve kaşlarımı çatıyorum
But the only one who's looking down on
Ama şimdilerde beni küçük gören
Me that matters now's DeShaun
Önemsediğim tek kişi DeShaun
Am I lucky to be around this long?
Buralara kadar gelebildiğim için şanslı mıyım yoksa?
Begs the question though
Bu soru akıllara geliyor
Especially after the methadone
Özellikle methadondan sonra
As yesterday fades and the Dresden home
Yarın solup giderken ve Dresden
Is burnt to the ground, and all that's left of my house is lawn
Yanıp kül oldu, ve şimdi evimden geriye kalan çimlik alan
The crowds are gone
Kalabıklar gitti
And it's time to wash out the blonde
Sarı saçı yıkayıp çıkarma zamanı geldi
Sales decline, the curtain's drawn
Satış reddedildi,perdeler çekildi
They're closin' the set, I'm still pokin' my head from out behind
Sahneyi kapatıyorlar ama hala kafamı arkadan çıkarıyorum
And everyone who has doubt, remind
Ve şüpheleri olan herkese hatırlat
Now take your best rhyme, outdo it, now do it a thousand times
En iyi kafiyeni al ve bunu fazlaca yap, şimdi de 1000 kere yap
Now let 'em tell ya the world no longer
Ve bundan sonra onların sana, senin kafiyelerinin kimsenin sikinde olmadığını söylemelerine izin ver
cares or gives a fuck about your rhymes
Ve gözlerden uzak ve zihinlerden uzak kaldıkça aklımı kaçırabilirim
And as I grow outta sight, outta mind, I might go outta mine
Hiçbir şeyden başlayıp bu kadar şeyi elde etmişken
'Cause how do I ever let this mic go without a fight
Bu mikrofonu nasıl
When I made a fuckin' tightrope outta twine?
Kavgasız gürültüsüz bırakabilirim?
But when I do fall from these heights though, I'll be fine
Ama ben bu yüksekliklerden düşünce iyi olacağım
I won't pout or cry or spiral down or whine
Ağlamayacağım zırlamayacağım ve şikayet etmeyeceğim
But I'll decide if it's my final bow this time around, 'cause—
Ama bunun bu sefer bitip bitmeyeceğine ben karar vereceğim
I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But I ain't no Jesus
Ama ben İsa değilim
I walk on water
Su üstünde yürüyebiliyorum
But only when it freezes
Ama sadece su donduğunda
'Cause I'm only human, just like you
Çünkü ben sadece insanım, tıpkı senin gibi
I've been making my mistakes, oh if you only knew
Hatalar yaparım,ah keşke bilseydin
I don't think you should believe in me the way that you do
Bana şuan güvendiğiniz gibi güvenmeniz gerektiğini düşünmüyorum
'Cause I'm terrified to let you down, oh
Çünkü sizi yüzüstü bırakmaktan çok korkuyorum
If I walked on water, I would drown
Eğer su üstünde yürüseydim, boğulurdum
'Cause I'm just a man
Çünkü ben sadece adamım
But as long as I got a mic, I'm godlike
ama elimde mikrofonum olduğu sürece, Tanrı gibiyim
So me and you are not alike
Bu yüzden ben ve siz aynı değiliz
Bitch, I wrote "Stan"
Kaltak ben "Stan"i yazdım!