별들마저 잠이 드는 늦은 밤
Gece geç saatlerde, yıldızlar bile uykuya daldığında
외로이 뜨는 달 (외로이 뜨는 달)
Yalnız ay yükseliyor (Yalnız ay yükseliyor)
살며시 창가에 내려와 비춰 주며
Usulca pencerenin kenarına çarpıp seni aydınlatıyor
잠이 든 널 꿈꾸게 해 (잠이 든 널 꿈꾸게 해)
Ve uykunda rüya görmeni sağlıyor (Ve uykunda rüya görmeni sağlıyor)
그곳 안에선 넌
Orada,
유리로 만든 구둘 신고
Bana cam ayakkabılarınla geliyorsun
내게 다가와 수줍은 모습으로
Utangaçça kollarıma geliyorsun,
내 품에 안겨 웃곤 해
Hatta gülüyorsun
She's dreaming, she's dreaming
Rüya görüyor, rüya görüyor
달빛에 짙게 물든 밤
Gece ay ışığıyla ıslanıyor
유일한 우리의 시간
Bu birbirimize sahip olduğumuz tek an
She's dreaming, she's dreaming
Rüya görüyor, rüya görüyor
내 안에 잠이 든 널
Seni ışığımda uyurken gördüğümde
마지못해 웃으며
Elimde olmadan gülümsüyorum
난 그저 너를 바라본다 아침이 오면
Ve yapabildiğim tek şey seni izlemek
아무 일 없듯 깨버리니까
Çünkü sabah hiçbir şey olmamış gibi ayrılacağız
난 늘 언제나 너의 꿈에 나타나
Hep rüyalarına giriyorum
단둘이 함께하곤 했어
Ve birlikte vakit geçiriyoruz, yalnızca ikimiz
순진한 아이 같은 널 보면
Saf bir çocuk gibi olan seni görünce
괜스레 나까지 웃게 돼
Elimde olmadan gülmeye başlıyorum
미치겠어 욕심부리고 싶어
Çıldırmak üzereyim, aç gözlü olmak istiyorum
널 품에 안고 사랑한다 말하는 것도
Seni kollarıma alıyorum, sana seni sevdiğimi söylüyorum
웃기지 아침이 오면 또 기억
Ama bu yalnızca komik çünkü sabah olduğunda
못할 텐데 난 잊혀질까 겁나
Bunları hatırlamayacaksın, beni unutmandan korkuyorum
Oh no no no, come back
Ah hayır, hayır, hayır, geri dön
깊은 밤이 끝날 때면 연기처럼
Karanlık gece bittiğinde
난 희미하게 사라져 (난 희미하게 사라져)
Duman gibi kaybolacağım (Duman gibi kaybolacağım)
다시 어두운 밤에 꿈을 가지고
Geceleri rüyalarınla birlikte
내려와 너에게 (내려와 너에게)
Sana geri döneceğim (Sana geri döneceğim)
매일 꿈속에 너를
Her gece bir çok kez
몇 번이고 찾아가도
Rüyalarında seni ziyarete geliyorum
처음 본듯한 얼굴로 바라볼 땐
Ama bazen beni ilk kez görüyormuş gibi baktığında
가끔씩 참기 힘든걸
Bu dayanılmaz oluyor
She's dreaming, she's dreaming (she's dreaming, she's dreaming)
Rüya görüyor, rüya görüyor (Rüya görüyor, rüya görüyor)
달빛에 짙게 물든 밤 (짙게 물든 밤)
Gece ay ışığıyla ıslanmış (Ay ışığıyla ıslanmış gece)
유일한 우리의 시간 (너는 기억할까)
Bu birbirimize sahip olduğumuz tek an (Hatırlıyor musun?)
She's dreaming, she's dreaming (she's dreaming, she's dreaming)
Rüya görüyor, rüya görüyor (Rüya görüyor, rüya görüyor)
내 안에 잠이 든 널 (잠이 든 널)
Seni ışığımda uyurken gördüğümde (Uyuyorsun)
마지못해 웃으며
Elimde olmadan gülümsüyorum
난 그저 너를 바라본다 아침이 오면 (또 다시)
Ve yapabildiğim tek şey seni izlemek (Yalnızca izliyorum) Çünkü sabah olduğunda (Tekrardan)
아무 일 없듯 (아무 일 없듯)
Ayrılacağız (Hiç bir şey olmamış gibi)
깨버리니까 (잊혀질 꿈)
Hiç bir şey olmamış gibi (Unutulmuş hayal)