"Irresistible"
Coming here unannounced, drag my nails on the tile
(Habersizce gelip,tırnaklarımı duvara sürtüyorum)
I just follow your scent, you can just follow my smile
(Ben seni kokundan tanırım,sen ise sadece gülüşümden)
All of your flaws are aligned with this mood of mine
(Bütün kusurların bu halimle birlikte belirlendi)
Cutting me to the bone, nothing left to leave behind
(Beni parçalara ayırıyor,geride bir şey bırakmadan)
You ought to keep me concealed just like I was a weapon
(Beni saklaman lazım tıpkı belindeki bir silah gibi)
I didn't come for a fight but I will fight 'til the end
(Buraya kavga etmeye gelmemiştim ama sonuna kadar varım)
And this one might be a battle, might not turn out okay
(Bu bir kargaşa olabilir,iyi sonuçlar doğurmayabilir)
You know you look so Seattle but you feel so LA
(Seattle(sakin) gibi göründüğünün farkındasın, ama LA(canlı) gibi hissediyorsun)
And I love the way you hurt me
(Ve ben canımı yakmanı seviyorum)
It's irresistible, yeah
(Bu karşı konulamaz,evet)
I love the way, I love the way
(Canımı yakmanı)
I love the way you hurt me, baby
(Canımı yakmanı seviyorum bebeğim)
I love the way, I love the way
(Canımı yakmanı)
I love the way you hurt me, baby
(Canımı yakmanı seviyorum bebeğim)
I'm gonna get you to burst just like you were a bubble
(Seni tıpkı bir balon gibi patlatacağım)
Frame me up on your wall just to keep me out of trouble
(Beni beladan uzak tutmak için gizle)
Like a moth getting trapped in the light by fixation
(Tıpkı bir güveyi ışığa çekip tuzağa düşürür gibi kandır)
Truly free, love it baby, I'm talking no inflation
(Tamamiyle özger,bayılıyorum buna,abartmadan söylüyorum)
Too many war wounds and not enough wars
(Çok fazla savaş yarası var ama savaş yok)
Too few rounds in the ring and not enough settled scores
(Ringte çok raund var ve alınmış bir skor bile yok.)
Too many sharks, not enough blood in the waves
(Bir sürü köpek balığı var dalgalarda,küçücük bir kan bile yok)
You know I give my love a f-f-four letter name
(Bilirsin,sana sevgimi dört harfli bi sözcükle veririm)
And I love the way you hurt me
(Ve ben canımı yakmanı seviyorum)
It's irresistible, yeah
(Bu karşı konulamaz,evet)
I love the way, I love the way
(Canımı yakmanı)
I love the way you hurt me, baby
(Canımı yakmanı seviyorum bebeğim)
I love the way, I love the way
(Canımı yakmanı)
I love the way you hurt me, baby
(Canımı yakmanı seviyorum bebeğim)
You're second hand smoke, second hand smoke
(Pasif içicisin)
I breathe you in, but honey I don't know what you're doing to me
(Seni içime çekiyorum,ama sevgilim bana n'apıyorsun bilmiyorum)
Mon chérie but the truth catches up with us eventually
(Ama Hayatım, gerçek sonunda ortaya çıkar)
Try to say live, live and let live
(Yaşıyorum de,yaşıyorum ve yaşatıyorum)
But I'm no good, good at lip service
(Ama ben itiraf etmekte pek iyi değilim)
Except when they're yours, mi amore
(Seninkiler söz konusu olduğunda,bunu seviyorum)
I'm coming for you and I'm making war
(Senin için geliyorum ve bir savaş başlatıyorum)
And I still love the way you hurt me
(Ve hala canımı yakmanı seviyorum)
It's irresistible, yeah
(Bu karşı konulamaz,evet)
I love the way, I love the way
(Canımı yakmanı)
I love the way you hurt me, baby
(Canımı yakmanı seviyorum bebeğim)
I love the way, I love the way
(Canımı yakmanı)
I love the way you hurt me, baby
(Canımı yakmanı seviyorum bebeğim)
hknaltunok tarafından çevirilmiştir.