My heart is the worst kind of weapon
-kalbim silahların en kötüsü-
spent most of last night dragging this lake
-dün gecemin çoğunu bu gölü kazmakla geçirdim-
for the corpses of all my past mistakes
-tüm geçmiş hatalarım için-
sell me out- the jokes on you
- beni sat- alay konusu yap-
we are salt - you are the wound
- biz tuzuz- sense yara-
empty another bottle
- bir başka boş şişe-
and let me tear you to pieces
- ve seni paramparça etmeme izin ver-
this is me wishing you into the worst situations
- bu benim; senin en kötü durumda olmanı dileyen-
i'm the kind of kid that can't let anything go
- ben hiçbir şeyin peşini bırakamayan çocuklardanım-
but you wouldn't know a good thing if it came up and slit your throat
- ama hiçbir güzel şeyden haberin olmazdı, eğer gelipte boğazını doğramış olsaydı-
whoa whoa oooh whoa whoa
your remorse hasn't fallen on deaf ears
- pişmanlığın görmezden gelinmiş değil-
rather ones that just don't care
-daha doğrusu sadece umursamıyorum-
cause i know
-çünkü biliyorum ki-
that you're in between arms somewhere
- biryerlerde kollar arasındasın-
next to heartbeats where you shouldn't be asleep
-kalp atışlarının hemen yanında, uykuya dalmaman gereken bir yerde-
now i'll teach you a lesson for keeping secrets from me
- şimdi sana benden nasıl sır saklayacağını öğreteceğim -
take your taste back
- tadını geri al-
peel back your skin
- gerçek yüzünü takın-
and try to forget how it feels inside
- ve içten içe sana nasıl hissettirdiğini unutmaya çalış-
you should try saying no once in a while
- arasıra hayır demeyi denemelisin-
oh once in a while
- oh arasıra-
and did you hear the news
- ve haberin var mı?-
i could dissect you and gut you on this stage
- seni bu sahnede parçalara ayırabilir ve kül edebilirdim-
not as eloquent as i may have imagined
-hayal ettiğim kadar etkileyici ve güzel olmazdı-
but it will get the job done
- ama işi bitirirdi-
you're done
-biterdin-
every line is plotted and designed
- her satır planlandı ve tasarlandı-
to leave you standing on your bedroom windows ledge
- seni odanın pencere pervazında ayakta tutmak için-
and everyone else that it hits
- ve diğer herkes onun ulaştığı-
that it gets to
- onun ele geçirdiği-
is nothing more than collateral damage
- sivil kayıplardan başka bir şey değil-
take your taste back
- tadını geri al-
peel back your skin
- gerçek yüzünü takın-
and try to forget how it feels inside
- ve içinde sana nasıl hissettirdiğini unutmaya çalış-