There was a time, when men were kind
-Erkeklerin kibar oldukları bir zaman vardı
And their voices were soft
-Ve sesleri yumuşaktı
And their words were inviting
-Ve sözleri davetkardı
There was a time, when love was blind
-Aşkın kör olduğu bir zaman vardı
And the world was a song
-Ve dünya bir şarkıydı
And the song was exciting
-Heyecan verici bir şarkı.
There was a time it all went wrong
-Her şeyin yanlış gittiği bir zaman vardı.
I dreamed a dream in time gone by
-Geçip giden zamanın içinde bir hayalim vardı.
When hope was high and life worth living
-Umut yükseklerde ve hayat yaşamaya değerken.
I dreamed that love would never die
-Aşkın hiç ölmemesini hayal ettim.
I dreamed that God would be forgiving
-Tanrının affedici olmasını hayal ettim.
Then I was young and unafraid
-Ben genç ve de korkusuzken
And dreams were made and used and wasted
-Hayaller kullanılıp atılmış ve harcanmıştı.
There was no ransom to be paid
-Ödenecek bir kefaret yoktu.
No song unsung, no wine untasted
-Söylenmemiş şarkı, tadılmamış şarap yoktu.
But the tigers come at night
-Ama gece kaplanlar gelir
With their voices soft as thunder
-Gök gürültüsü gibi yumuşak sesleriyle.
As they turn your hope apart
-Onlar umutlarını kırıp dökerken…
As they turn your dreams to shame
-Hayallerini utanca çevirirlerken…
He slept a summer by my side
-O adam bir yaz uyurdu benim yanımda.
He filled my dreams with endless wonder
-Sonsuz endişeyle doldurdu hayallerimi.
He took my childhood in his stride
-Çocukluğumu o koca adımlarında sakladı.
But he was gone when autumn came
-Ama sonbahar geldiğinde o gitmişti.
And still I dream he'd come to me
-Ve hala onun bana geleceğini hayal ediyorum
That we would live the years together
-Önümüzdeki yılları beraber yaşayalım diye.
But there are dreams that cannot be
-Ama gerçekleşemeyecek hayaller vardır
And there are storms we cannot weather
-Ve aşamayacağımız fırtınalar…
I had a dream my life would be
-Hayatımın olabileceği şekli hayal ettim
So different from the hell I'm living
-Yaşadığım bu cehennemden çok farklı.
So different now from what it seemed
-Şimdi olanlardan çok farklı.
Now life has killed the dream I dreamed
-Ama hayat kurduğum hayali öldürdü.