I wish I could believe in something bigger
Keşke daha büyük birşeye inansaydım
More than these trees, these winds, these oceans
Bu ağaçlardan daha fazlası, bu rüzgarlardan, bu okyanuslardan fazlasına
I wish I could believe what they tell me
Bana söyledikleri şeylere keşke inansaydım
I saw, I saw, I saw my brother pack his bags and leave
Gördüm erkek kardeşimin valizlerini toplayıp gittiğini
We made our goodbyes and now he is settled down in the city
Vedalaştık ve şimdi şehire yerleşti
Where he doesn't have to be himself
Kendi olmaması gereken bir yere
He used to play an un-tuned guitar
Eskiden akortsuz bir gitar çalırdı
While he sang about me and he sung about the stars
Benim hakkımda şarkı söylerken ve yıldızlar hakkında şarkı söylerken
I used to dream about another time
Başka zaman hakkında hayal kurardım eskiden
And now it's all clear that's the only time I wish would come back
Ve şimdi herşey açıkça ortada, dönmeyi dilediğim tek zaman o zaman
I wish I could hold on a little longer
Keşke biraz daha fazla dayanabilseydim
Still my worried stomach and calm my hunger
Hala endişeli midem ve sakin açlığım
I wish I could believe what they taught me
Keşke bana öğrettikleri şeye inansaydım
I saw, I saw, I saw, I saw an old photograph
Gördüm eski bir fotoğrafı
And the picture that appeared, well it took me back to the time
Ve görünen resim, beni eskilere götürdü
When she was around
Onun burada olduğu zamanlara
She used to play that old mandolin
Eskiden o eski bir mandolin çalardı
And the moon and the sea invited her in
Ve ay ve deniz onu davet ederdi
I wish that I had told her by then
Keşke o zaman ona sarılsaydım
But she knew deep down that she only wished that time would come back
Ama derinden biliyordu, sadece zamanın dönmesini dilediğini
A new day awaits me
Yeni bir gün beni bekliyor
I could be gone today
Bu gün gitmiş olabiliri
A new day awaits me
Yeni bir gün beni bekliyor
We could be here to stay
Burada kalabiliriz
We used to wait for our heavy storms
Ağız fırtınalarımız beklerdik eskiden
To take us away while something new would form
Bizi uzaklara götürmesini, yeni bir şey şekillenirken
I wish that I could have known by then
Keşke o zaman bilseydim
We all know now that we're never getting back to those times
Hepimiz biliyoruz ki asla o zamanlara geri dönemeyiz