And the heart is hard to translate
It has a language of its own
It talks in tongues and quiet sighs,
And prayers and proclamations
In the grand days of great men and the smallest of gestures
And short shallow gasps
Ve Kalbi tercüme etmek zor
Kendine ait bir lisanı var
Konuşuyor, dönüyor ve flört ediyor
Ve ilanlarda bulunuyor
İyi bir adamın muhteşem günlerinde
Ve ufacık jestlerle
Ve kısa yüzeysel soluklar
But with all my education I can't seem to command it
And the words are all escaping, and coming back all damaged
And I would put them back in poetry if I only knew how
I can't seem to understand it
Ama bütün eğitimimle
Emir veremiyor gibiyim
Ve bütün kelimeler atlıyor
Ve hasarlı bir şekilde geri geliyor
Ve Ben onları şiirlere geri koyacağım
Ama yalnız nasıl olucağını bilseydim
Anlayamıyor gibiyim
And I would give all this and heaven too
I would give it all if only for a moment
That I could just understand the meaning of the word you see
‘Cause I've been scrawling it forever but it never makes sense to me at all
Ve ben bunları verebilirdim ve cenneti de
Hepsini verebilirdim yalnız bir an içinse
Sadece anlayabiliceğim
Gördüğün kelimenin anlamı
' Çünkü ben ebediyen karalıyorumama benim için hiç bir şekilde anlam ifade etmiyor
And it talks to me in tiptoes
And it sings to me inside
It cries out in the darkest night and breaks in the morning light
Ve o benimle sessizce konuşuyor
Ve o içinden bana şarkı söylüyor
Gecenin karanlığında haykırıyor
Ve sabah ışıklarında mola veriyor
But with all my education I can't seem to command it
And the words are all escaping, and coming back all damaged
And I would put them back in poetry if I only knew how
I can't seem to understand it
Ama bütün eğitimimle
Emir veremiyor gibiyim
Ve bütün kelimeler atlıyor
Ve hasarlı bir şekilde geri geliyor
Ve Ben onları şiirlere geri koyacağım
Ama yalnız nasıl olucağını bilseydim
Anlayamıyor gibiyim
No, words are a language
It doesn't deserve such treatment
And all of my stumbling phrases never amounted to anything worth this feeling
Hayır, kelimeler bir lisan
böyle muameleyi haketmeyen
bütün sürçen tabirlerim
Bu duyguya hiç bir şey kadar layık olduğu değer verilmedi
All this heaven never could describe such a feeling as I'm hearing
Bütün bu cennet asla tarif edilemez
Ben burdayım gibi bir his
Words were never so useful
So I was screaming out a language that I never knew existed before
kelimeler hiç bu kadar kullanışlı olmamıştı taki ben feryat edene dek
Daha önce hiç varlığından haberimin olmadığı bir lisan