Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
You say you've found Heaven but you can't find God.
Cennèti bulduğunu ama Tanrıyı bulamadığını söylüyorsun
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
Bite your tongue till it tastes like blood.
Kan tadana kadar ısır o dilini
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
So many glasses on the tabletop
Masanın üzerinde bir sürü bardak var
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
You'd like to stay in heaven but the rules are too tough.
Cennette kalmak istiyorsun ama kurallar çok sert
Tough,
Sert
It's just too tough.
Çok sert
Tough,
Sert
It's just too tough.
Çok sert
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
When they watched the walls, and the ticking clock.
Onlar duvarları ve ilerleyen saati izlediklerinde
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
And was it something you could not stop.
Ve bu durduramadığın birşey miydi
Could not stop.
Durduramadığın
Stop,
Dur
Could not stop.
Durduramadığın
Stop,
Dur
Could not stop.
Durduramadığın
Stop,
Dur
Could not stop.
Durduramadığın
Stop,
Dur
Could not stop.
Durduramadığın
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
When you leave them sleeping on the hollow ground.
Onları çukur yerde uyurken bırakıp gittiğinde
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
And lost for themselves.
Ve kendileri için kaybedenleri
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
And if heaven knows then who will stop.
Eğer cennet biliyorsa kimin duracağını o zaman
Are you hurting the one you love?
Sevdiğin o kişiyi mi kırıyorsun?
You said you got to heaven, but it wasn't enough
Cennete vardığını söyledin, ama bu yeterli değildi