The Muffin Man is seated at the table
Çörek Adam masada yerinde
In the laboratory of the Utility Muffin
İşe yarar çörek laboratuarında
Research Kitchen . . .
Mutfağı arıyor
Reaching for an oversized chrome spoon
Büyük boy krom kaşık arıyor
He gathers an intimate quantity of dried muffin remnants
Yeterli miktarda kurumuş çörek artıkları topluyor
And brushing his scapular aside
Ve bir yandan omuzunu kaşıyor
Proceeds to dump these inside of his shirt. . .
Şunların tişörtünün içinden atmak için uğraşıyor
He turns to us and speaks:
Bize dönüyor ve diyor ki:
"Some people like cupcakes better. I for one
"Bazı insanlar ufak kekleri daha çok seviyor. Ben biri için
Care less for them!"
Onlara daha az önem verin!"
Arrogantly twisting the sterile canvas snoot
Küstahça steril kanvaz burunu büküyor
of a fully charged icing anointment utensil
tamamen dolmuş donan yağlama kabın
He pools forth a quarter-ounce green rosette (oh ah yuk yuk.
Dördüncü çeyrek ons yeşil rozeti birleştiriyor
let's try that again . . .!)
Yine deneyelim!
He pools forth a quarter-ounce green rosette (oh ah yuk yuk.
Dördüncü çeyrek ons yeşil rozeti birleştiriyor
Near the summit of a dense but radiant muffin
Yoğun ama parlak çöreğin yanında zirvesinde
of his own design
Kendi dizaynının
Later he says: "Some people . . . some people like cupcakes exclusively,
Sonra der ki: "Bazı insanlar... bazı insanlar sadece ufak kekleri seviyor
While I myself say there is naughl nor ought there be
Kendime olması gerekse bile hiç yok diyorum
Nothing so exalted on the faceof God's grey earth
Hiçbir şey Tanrı'nın gri dünyasının yüzünde övgü dolu değil
As that prince of foods . . . The Muffin!"
Yemeklerin prensi gibi... Çörek!"
Girl you thought he was a man
Kızım onun adam olduğunu sandın
But he was a muffin
Ama o bir çörekti
He hung around till you found
Sen bulana kadar takıldı orda
That he didn't know nuthinHiçbir şey bilmiyordu
Girl you thought he was a man
Kızım onun adam olduğunu sandın
But he only was a-puffinAma o sadece bir puftu
No cries is heard in the night
Geceleyin hiçbir haykırış duyulmadı
As a result of him stuffintıka basa yemesinin sonucu olarak