It's cold outside
--Dışarısı soğuk
And the paint's peeling off of my walls
--Ve boyalar kabarıyor
There's a man outside
--Dışarıda bir adam var
In a long coat, grey hat, smoking a cigarette
--Uzun çeketli, gri şapkalı, sigara içen
Now the light fades out
--Şimdi ışık soluyor
And I'm wondering what I'm doing in a room like this
--Ve böyle bir odada ne yaptığımı merak ediyorum
There's a knock on the door
--Kapı çalıyor
And just for a second I thought I remembered you
--Ve bir an için seni hatırladığımı düşündüm
So now I'm alone
--Şimdi yalnızım
Now I can think for myself
--Şimdi kendimi düşünebiliyorum
About little deals
--Küçük detaylarla ilgili
and S.U's
--Ve S.U'yu
And things that I just don't understand
--Ve hatırlamadığım şeyleri
Like a white lie that night
--Bu geceki bir beyaz yalan gibi
or a slight touch at times touch at times
--Ya da hafif dokunuş zamanlarında dokunuş zamanlarında
I don't think I meant anything to you
--Sana bir şey ifade ettiğini düşünmüyorum
So I open the door
--Kapıyı açtım
It's the "friend" that I'd left in the hallway
--Geçitte bıraktığım bir "arkadaş"tı
"Please sit down"
--"Lütfen otur"
A candle lit shadow on a wall near the bed
--Bir mum yanık duvardaki gölge yatağın kenarında
You know I hate to ask
--Bilirsin soru sormaktan nefret ederim
But, are "friends" electric?
--Ama, "arkadaşlar" elektrik midir?
You see, mine's broke down
--Görüyorsun, benimki bozuldu
And now I've no one to love
--Ve şimdi sevecek kimsem yok
So I find out your reason
--Senin nedenini buldum
For the phone calls and smiles
--Aramalar ve gülümsemeler için
And it hurts
--Ve bu acıtıyor
And I'm lonely
--Ve ben yalnızım
And I should never have tried
--Ve hiç denememeliydim
And I missed you tonight
--Ve bu gece seni özledim
So it's time to leave
--Şimdi terk etme zamanı
You see it meant everything to me
--Bunun bana herşeyi ifade ettiğini göreceksin