Ты запой мне ту песню, что прежде
Напевала нам старая мать.
Не жалея о сгибшей надежде,
Я сумею тебе подпевать.
Söyle bana o şarkıyı , ki bir zamanlar
Yaşlı annemiz söylerdi bize.
Ümidimin boynunun bükülmesinden pişmanlık duymadan
Sana biraz eşlik edebilirim
Я ведь знаю, и мне знакомо,
Потому и волнуй и тревожь '
Будто я из родимого дома
Слышу в голосе нежную дрожь.
Ben bilirim onu , bana tanıdık,
Bunun için kaygılan ve paniğe kapıl -
Sanki doğduğum evden,
Sesinde yumuşak bir titreme duyuyorum.
Ты мне пой, ну, а я с такою,
Вот с такою же песней, как ты,
Лишь немного глаза прикрою '
Вижу вновь дорогие черты.
Sen söyle bana şarkıyı , hadi , ben kederle
Böylesi bir şarkıyla , senin gibi ,
Bir anlığına gözlerimi kapayayım,
Ve yine o sevgili yüzleri göreyim.
Ты мне пой. Ведь моя отрада '
Что вовек я любил не один
И калитку осеннего сада,
И опавшие листья с рябин.
Sen söyle bana şarkıyı. Ne mutlu bana ki -
Ben hiç bir zaman tek başıma sevmedim
Ne sonbahar bahçesinin küçük kapısını
Ne de üvez ağacının dökülen yapraklarını.
Ты мне пой, ну, а я припомню
И не буду забывчиво хмур:
Так приятно и так легко мне
Видеть мать и тоскующих кур.
Sen , söyle bana şarkıyı , bense hatırlatayım,
Kasvetli bir unutkan olmadım hiçbir zaman,
Böylesi daha hoş , böylesi daha kolay benim için
Annemizi görmek , ve melankolik tavukları.
Я навек за туманы и росы
Полюбил у березки стан,
И ее золотистые косы,
И холщовый ее сарафан.
Ben ebediyen sislerin ve çiyin ardında
Sevdim , akağacın altını
Ve onun altınsı saç örgüsünü
Keten bezinden elbisesini.
Потому так и сердцу не жестко '
Мне за песнею и за вином
Показалась ты той березкой,
Что стоит под родимым окном.
Kalbim de öylesine sert değil ki -
Bana şarkıdan sonra , şaraptan sonra
O akağaç gibi göründün
Doğduğum evin camından gördüğüm.