The hours pass so slowly
now that he's gone
one day is like another
but they move on
Somehow I have returned
to the land of the living
but badly burned
I never had the chance of
keeping him here
The song of sirens
was to strong in his ear
And when tomorrow calls
Who would pace like a prisoner
within four walls
Just like that
He slipped into my life
As smug as a cat
He was handsome and smart
Walked away with my heart
Just like that
He took a temporary home in my flat
Telling innocent lies
Throwing dust in my eyes
But I led him on
In a way I was the one to deceive
Always accepting the fact he would leave
Just like that
As though he'd only
stopped a while for a chat
But my secrets he learned
Leaving no stone unturned
And when the day is new
the sun in the sky
Who needs the confrontation
saying good-bye
Who needs that kind of strain
When you're born with an instinct
to shun such pain...
Saatler çok yavaş geçiyor
artık o gittiği için
bir gün bir diğerine benziyor
ama geçmeye devam ediyorlar
Bir şekilde geri döndüm
yaşayanlar arasına
ama çok kötü yandım
Hiç şansım olmadı
onu burada tutmak için
Ve sirenlerin şarkısı
onun kulaklarında çok güçlüydü
Ve yarın çağırdığında
Kim bir mahkum gibi volta atacak
dört duvar arasında
Aynen böyle
O hayatıma girdi
Bir kedi kadar kendini beğenmişti
Yakışıklı ve akıllıydı
Kalbimle birlikte uzaklara yürüdü
Aynen böyle
Dairemi geçici bir süre ev olarak kullandı
Masum yalanlar söyledi
Gözlerime toz attı
Ama ben onu kandırdım
Aldatılacak olanın ben olduğum bir şekilde
Hep onun gidebileceği gerçeğini kabullendim
Aynen böyle
Güya o sadece
muhabbet etmek için bir süreliğine durmuştu
Ama öğrendi sırlarımı
Her yolu denedi
Ve gün yeniyken
güneş gökyüzündeyken
Kimin yüz yüze gelip
veda etmeye ihtiyacı olur ki
Kim böylesine bir gerilime ihtiyaç duyar
Bir içgüdüyle doğduğunda
böylesine acılardan kaçınmaya dair...