War ein Bäuerlein, hatte nur ein Pferd,
lief das Pferd davon und ist nicht heimgekehrt.
Kamen alle Nachbarn an, klagten laut, du armer Mann,
so ein Unglück, so ein Unglück, so ein Unglück, nein.
Doch das Bäuerlein sprach leis: Ob's ein Unglück ist, wer weiß.
Morgen bin ich schlauer.
Als das Pferd tags drauf durch das Hoftor schritt,
brachte es dem Bäuerlein noch ein Wildpferd mit.
Kamen alle Nachbarn an, freuten sich, du guter Mann,
so ein Glück hey, so ein Glück hey, so ein Glück hey hey.
Doch das Bäuerlein sprach leis: Ob's ein Glück ist, nun wer weiß.
Morgen bin ich schlauer.
Und des Bauern Sohn ritt das Wildpferd ein,
stürzte von dem Pferd und brach sich ein Bein.
Kamen alle Nachbarn an, klagten laut, du armer Mann,
so ein Unglück, so ein Unglück, so ein Unglück nein.
Doch das Bäuerlein sprach leis: Ob's ein Unglück ist, wer weiß.
Morgen bin ich schlauer.
Als ein Krieg im Land ausbrach, zog man die Burschen ein,
nur des Bauern Jungen nicht mit dem gebroch'nen Bein.
Kamen alle Nachbarn an, freuten sich, du guter Mann,
so ein Glück hey, so ein Glück hey, so ein Glück hey hey.
Doch das Bäuerlein sprach leis: Ob's ein Glück ist, nun wer weiß.
Morgen bin ich schlauer.
Dein Verhängnis ist doch vielleicht dein Glück
und dein Hauptgewinn bricht dir das Genick.
Sei heut zufrieden, dass du lebst
und noch einen Finger hebst,
morgen oder übermorgen oder überübermorgen
kommt er doch der Tod.
Try to align
Türkçe
şanssızlıkta şans
bir köylü vardı sadece bir atı olan
at kaçtı ve geri dönmedi
Tüm komşular geldi, yüksek sesle yakındılar; fakir adam diye
büyük şansızlık, büyük şansızlık büyük şansızlık bu.
Köylü sessizce söyledi, bunun şansızlık olup olmadığı bilemeyiz
yarın göreceğiz
at ertesi gün saray kapısından içeriye adım attığında(geri geldiğinde)
yanında bir yabani at getirdi
Tüm komşular geldi, sevindi; iyi adam diye
büyük şans büyük şans büyük şans bu hey hey
Köylü sessizce söyledi, bunun şans olup olmadığı bilemeyiz
yarın göreceğiz
Çiftçinin oğlu yabani atı eğitti
At onu üzerinden attı ve onun bacağı kırıldı
Tüm komşular geldi, yüksek sesle yakındılar; fakir adam diye
büyük şansızlık, büyük şansızlık büyük şansızlık bu.
Köylü sessizce söyledi, bunun şansızlık olup olmadığı bilemeyiz
yarın göreceğiz
ülkede aniden savaş çıktığında, genç oğlanlar çağrıldı
Sadece çiftçinin oğlu kırık ayağıyla alınmadı
Tüm komşular geldi, sevindi; iyi adam diye
büyük şans büyük şans büyük şans bu hey hey
Köylü sessizce söyledi, bunun şans olup olmadığı bilemeyiz
yarın göreceğiz
Senin kaderin belki senin şansındır
ve Senin büyük ikramiyen sana boyun eğdirebilir
Bugün için mutlu ol, öyle ki yaşıyorsun
ve bir parmağını yukarı kaldırıyorsun
yarın ertesi gün ya da ondan sonraki gün
o gelir yani ölüm