I am lost in the see-thru, I think you lost yourself too,
-saydamlığın içinde kayboldum, bence sende seninkinin içinde kayboldun
Throughout all of this confusion, I hope I somehow get to you,
-bütün bu kargaşanın içinde , umarım birşekilde sana sahip olurum
I practiced all the things I'd say, To tell you how I feel,
-bütün diyeceklerimi çalıştım, sana nasıl hissettiğimi söylemek için
And when I finally get my chance, It all seems so surreal,
-ve sonunda şansımı elde ettiğim zaman, bütünüyle gerçeküstü görünüyor
'Cause from the first time I saw you, I only thought about
you,
-çünkü seni ilk gördüğümden beri, sadece seni düşündüm
I didn't know you, I wanted to hold onto, The things you'd never say to me,
-ben seni tanımıyordum, sahip olmak istedim, senin bana asla söylemeyecek olduğun şeylere
'Cause you said...
-çünkü sen dedin ki...
You can't change the way you feel,
-hissedişini değiştiremezsin
I could never do that, I could never do that
-bunu asla yapamadım, bunu asla yapamadım
But you can't tell me this ain't real,
-ama sen bana bunun gercek olmadıgını soyleyemezsın
'Cause this is real
-cunku bu gercek
And you would see right through that,
-ve sen bunu dogruca görecektin
In the end it's all I've got, So I'm gonna hold onto that,
-sonunda o sahip olduğum herşey, bu yüzden onu tutacağım
So I'm gonna hold on and on and on and on,
-bu yüzden tutacağım
Now you've got me watching your eyes,
-şimdi sen gözlerini izlerken bana sahipsin
(Watching just to see, Watching just to see)
-(sadece görmek için izlemek, sadece görmek için izlemek)
Got me waiting just to see,
-görmeyi beklerken beni aldı
(If you'll ever look at me)
-(hiçbirzaman bana bakmayacaksan)
If it goes the way it never will,
-eğer o hiçbirzaman gidemeyeceği yoldan giderse
(Will it ever go, Will it ever go my way)
-(o hiç gittimi, o hiç benim yolumdan gitti mi)
Your eyes are watching me, and now you've got me thinking 'bout,
-gözlerin beni izliyor, ve şimdi bana sahipsin, düşün bunu
The first time that I met you, Standing in a crowded room,
-seninle tanıştığım ilk sefer, kalabalık bir oda da bekliyordun
But I could only see you, And I hope my words will get through,
-ama ben sadece seni görebildim, ve umarım sözlerim vasıla olur
'Cause now I can't forget you, I want to tell you,
-çünkü şimdi seni unutamıyorum, sana söylemek istiyorum
If only I could reach you, And make you feel this way,
- keşke sana uzanabilseydim ve seni bu şekilde hissettirebilseydimm
But you said...
-ama sen dedinki
You can't change the way you feel,
-hissedişini değiştiremezsin
I could never do that, I could never do that
-bunu asla yapamadım, bunu asla yapamadım
But you can't tell me this ain't real,
-ama sen bana bunu gercek olmadıgını soyleyemezsın
'Cause this is real
-cunku bu gercek
And you would see right through that,
-ve sen bunu dogruca görecektin
In the end it's all I've got, So I'm gonna hold onto that,
-sonunda o sahip olduğum herşey, bu yüzden onu tutacağım
So I'm gonna hold on and on and on and on,
-bu yüzden tutacağım