Save me
-koru beni
Lately I've been feeling low
-son zamanlarda sıkıntılı hissediyorum
I've been feeling alone the things I used to be
-kendimi olduğum şeylerden yalnız hissediyorum
I miss the things I used to see
-eskiden gördüğüm şeyleri özlüyorum
I need something again
-tekrar birşeye ihtiyacım var
My oldest friends these cigarettes can't cure
-sigaraların tedavi edemediği en eski arkadaşlarım
It just ain't what I'm looking for
-bu aradığım tek şey değil
We all need a little change
-hepimzin küçük bir değişikliğe ihtiyacı var
I guess it's time to face the strange
-sanırım tuhaflıkla yüzleşmenin zamanıdır
I can't, I can't, I can't, I can't, I can't get my mind right
-yapamıyorum, yapamıyorum, yapamıyorum, yapamıyorum, aklımı doğru düzgün toparlayamıyorum
I need, I need, I need, I need something to get me right
-ihtiyacım var, ihtiyacım var, ihtiyacım var, beni toparlayacak birşeye ihtiyacım var
Where is my future it used to be in front of me
-önümdeki geleceğim nerde
Misery's my company
-sefalet benim arkadaşım
Living in what used to be
-eskiden olduğum şeyde yaşıyor
And now that I'm right, and now that I'm clean, now that I've surrendered
-ve şimdi iyiyim, ve şimdi temizim, ve şimdi teslim oldum
It seems that all I wants to be back where I started from
-tüm istediklerim başladığım yere geri dönmüş gibi gözüküyor
We all need a little change
-hepimzin küçük bir değişikliğe ihtiyacı var
I guess it's time to face the strange
-sanırım tuhaflıkla yüzleşmenin zamanıdır
I can't, I can't, I can't, I can't, I can't get my mind right
-yapamıyorum, yapamıyorum, yapamıyorum, yapamıyorum, aklımı doğru düzgün toparlayamıyorum
I need, I need, I need, I need something to get me right
-ihtiyacım var, ihtiyacım var, ihtiyacım var, beni toparlayacak birşeye ihtiyacım var
Something to get me right
-beni toparlayacak birşeye
I think it's time to use this company I keep
-galiba bu sakladığım arkadaşı kullanmanın zamanıdır
The company I keep don't keep me company
-beni arkadaş saymayan sakladığım arkadaşı
And all my dreams are right out there in front of me
-ve bütün hayallerim tam önümde
It's sounding like the deepest darkest part of me
-kulağı en derin, en karanlık parçammış gibi geliyor
And all I really wanted was to make a change
-ve tek istediğim bir değişiklik yapmaktı
I never thought they'd keep me locked up in these chains
-onların beni bu zincirlerle bağlayacaklarını asla düşünmedim
I never thought my life'd end up this strange
-yaşamımın bu tuhaflığa son vereceğini asla düşünmedim
We all need a little change
-hepimzin küçük bir değişikliğe ihtiyacı var
I guess it's time to face the strange
-sanırım tuhaflıkla yüzleşmenin zamanıdır
I can't, I can't, I can't, I can't, I can't get my mind right
-yapamıyorum, yapamıyorum, yapamıyorum, yapamıyorum, aklımı doğru düzgün toparlayamıyorum
I need, I need, I need, I need something to get me right
-ihtiyacım var, ihtiyacım var, ihtiyacım var, beni toparlayacak birşeye ihtiyacım var
Something to get me right
-beni toparlayacak birşeye