She is a diamond, I am a stone
-o bir elmas, ben bir taş
I come from nowhere, she's been to Rome
-hiçbir yerden gelmedim, o Roma'da bulunuyor
Her daddy's a lawyer, mines not around
-babası avukat, benimki ortalarda yok
She has good manners, I'm rough all around
-iyi davranışları var, ben her yerde kabadayı
Well, you can come from something, you can come from nothing
-evet bir şeylerden geliyor olabilirsin, hiçbir şeyden de gelmiyor olabilirsin
You can be princess, you can be a working man
-bir prenses olabilirsin, çalışan bir adam olabilirsin
But in the end...
-ama sonunda…
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something strange to us
-hepimiz bize tuhaf gelen şeyleri istiyoruz
Maybe a roll in the dirt or it's a seat in first class
-belki pizliğin içinde bir top ya da birinci sınıftan bir sıra
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz
She wants to go to restraunts in Beverly Hills where people stare
-insanların dik dik baktığı Beverly Tepeleri'nde restoranlara gitmek istiyor
But I don't care, it's just what she grew up around
-ama umursamıyorum, bu onun sadece ortada nasıl büyüdüğüdür
She drags me to parties where people ask me where I went to college
-o beni insanların nerede koleje gittiğimi sorduğu partilere sokuyor
She knows damn well I barely finished school
-lanet olası iyi biliyor benim okulu zar zor bitirdiğimi
She knows a lot about yearly salaries and trust funds and dividends
-yıllık maaşlar hakkında çok şey biliyor ama sermaye ve kar payına güveniyor
She knows that I don't really care at all
-gerçekten umursamadığım şeyleri çok iyi biliyor
But we got together and it's working ok
-ama beraber olduk ve gayet iyi gidiyor
You can come from something, you can come from nothing
- bir şeylerden geliyor olabilirsin, hiçbir şeyden de gelmiyor olabilirsin
You can be princess, you can be a working man
-bir prenses olabilirsin, çalışan bir adam olabilirsin
But in the end...
-ama sonunda…
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something strange to us
-hepimiz bize tuhaf gelen şeyleri istiyoruz
Maybe a roll in the dirt or it's a seat in first class
-belki pizliğin içinde bir top ya da birinci sınıftan bir sıra
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz
Well, you can spend your whole life looking for something
-evet, bütün hayatını bir şeyler arayarak harcayabilirsin
Something that might be right in front of your eyes
-tam gözünün önünde doğru olabilecek şeyler
But you'll be looking for something else, you'll never find
-ama ben senin asla bulamayacağın başka şeyleri arıyor olacağım
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something strange to us
-hepimiz bize tuhaf gelen şeyleri istiyoruz
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something strange to us
-hepimiz bize tuhaf gelen şeyleri istiyoruz
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz
We all want something else
-hepimiz başka bir şeyler istiyoruz
We all want something strange to us
-hepimiz bize tuhaf gelen şeyleri istiyoruz
Maybe a roll in the dirt or it's a seat in first class
-belki pizliğin içinde bir top ya da birinci sınıftan bir sıra
We all want something we can't have
-sahip olamayacağımız şeyler istiyoruz