I lit a fire with the love you left behind
-Geride bıraktığın aşk ile bir ateş yaktım
And it burned wild and crept up the mountainside
-Vahşice yandı ve dağın eteğine süründü
I followed your ashes into outer space
-Uzayda küllerini izledim
I can't look out the window, I can't look at this place.
-Pencereden dışarı bakamıyorum. Buraya bakamıyorum.
I can't look at the stars
-Yıldızlara bakamıyorum.
They make me wonder where you are
-Bana, nerede olduğunu merak ettiriyorlar.
Stars, up on heaven's boulevard
-Yıldızlar, cennetin bulvarının üzerinde
And if I know you at all, I know you've gone too far
- Ve eğer seni tanıyorsam, çok uzağa gittiğini biliyorum
So I, I can't look at the stars.
-Bu yüzden yıldızlara bakamıyorum.
All those times we looked up at the sky
-Gökyüzüne baktığımız tüm o zamanlar
Looking out so far, it felt like we could fly
Çok uzağa bakıyor, uçabilirdik gibi hissediyor.
And now I'm all alone in the dark of night
-Ve şimdi gecenin karanlığında yapayalnızım.
And the moon is shining, but I can't see the light.
-Ve ay ışıldıyor ama ışığı göremiyorum.
I can't look at the stars
-Yıldızlara bakamıyorum.
They make me wonder where you are
-Bana, nerede olduğunu merak ettiriyorlar.
Stars, up on heaven's boulevard
-Yıldızlar, cennetin bulvarının üzerinde
And if I know you at all, I know you've gone too far
- Ve eğer seni tanıyorsam, çok uzağa gittiğini biliyorum
So I, I can't look at the stars.
-Bu yüzden yıldızlara bakamıyorum.
Stars
-Yıldızlar...
Stars, they make me wonder where you are
-Yıldızlar, bana nerede olduğunu merak ettiriyorlar.
Stars, up on heaven's boulevard
-Yıldızlar, cennetin bulvarının üzerinde
And if I know you at all, I know you've gone too far
-Ve eğer seni tanıyorsam, çok uzağa gittiğini biliyorum
So I can't look at the stars.
-Bu yüzden yıldızlara bakamıyorum.