Man In The Sky, throw me a lifeline;
-Gökyüzündeki adam, bana bir can simidi atıyor.
I'm just gettin', by burnin' the midnight oil.
-Gece yarısını yakarak geçiyorum sadece...
Man In The Sky, I'm tryin' to tell you,
-Gökyüzündeki adam, sana anlatmaya çalışıyorum
I come to find it's not worth fightin' for.
-Bulmaya geliyorum, bu kavga etmeye değmez.
Ah, the sun in my eyes is all that I'm livin' for,
-Gözlerimin içindeki güneş, o uğruna yaşadığım şey.
Ah, full moon on the rise is all that's worth dyin' for.
-Yükselen dolunay uğruna ölünecek bir şey.
Man In The Sky, I'm dyin' to see you,
-Gökyüzündeki adam, seni görmek için ölüyorum.
I realize that I'm getting old.
-Yaşlandığımı fark ettim.
Man In The Sky, I'm trying to tell you,
-Gökyüzündeki adam, sana anlatmaya çalışıyorum
It's time to fly, freedom is my choice.
-Uçmanın tam zamanı, özgürlük benim seçimim!
Man In The Sky, I'm caught in the pipeline,
-Gökyüzündeki adam, ardışık düzende sıkışık kaldım.
I'm just getting by burning the midnight oil...
-Gece yarısını yakarak geçiyorum sadece...
Man In The Sky, I'm trying to tell you,
-Gökyüzündeki adam, sana anlatmaya çalışıyorum
I've come to find it ain't worth fighting for.
-Bulmaya gelmiştim, kavga etmeye değmeyecek o şeyi.
...All that's worth dying for
-...Onun için ölmeye değer
Man In The Sky, Man In The Sky,
-Gökyüzündeki adam, gökyüzündeki adam
Dyin' to see you, dyin' to see you, ohhh, ohhh...
-Seni görmek için ölüyorum, seni görmek için ölüyorum.
It's all that's worth dyin' for,
-O uğruna ölmeye değer.
All that's worth dyin' for.
-O uğruna ölmeye değer.
Man In The Sky...
-Gökyüzündeki adam!
It's all that's worth dyin' for...
-O uğruna ölmeye değer.
It's all that's worth dyin' for.
-O uğruna ölmeye değer.