S.O.B.
I'm going to tell you a story
Sana bir hikaye anlatacağım.
And I swear it's true
Ve yemin ederim bu doğru.
It's not about dressers and mirrors
Kuaförler ve aynalarla ilgili değil.
It's not about you
Seninle de ilgili değil.
It was a sunny day
Güneşli bir gündü.
I was running through the forest
Ormana doğru koşuyordum.
The rain was pouring harder than ever
Ve yağmur her zamankinden daha kötü yağıyordu.
And that's when I, I lost hope
İşte o zaman, umudumu kaybettim.
For this was a friend of mine
Bunun için benim bir arkadaşımdı.
He made me pictures and posters
O bana posterler ve resimler yaptı.
And if you're gonna be drinking wine
Ve eğer şarap içeceksen,
Please use the coasters
Lütfen, kosterleri kullan.
Do you think that I tell a fib?
Sana yalan söyleyeceğimi mi düşündün?
Well if you do I'm going to choke you in
Eğer öyleyse, seni boğacağım.
Young man how could you prove me wrong
Genç adam sana benim yanıldığımı sana nasıl kanıtlayabilir?
Cooped me up in your barn
Beni senin ambarına kapattı.
wallow me in your ashes
Küllerinin arasında beni içine çek.
I think you need some answers
Sanırım, biraz cevaba ihtiyacın var.
Well sweet Jane she lived down that road
Tatlı Jane bu yolun aşağısında otururdu.
We always used to visit he
Onu her zaman ziyaret ederdim.
And then she took me in this room
Ve beni odasına aldı.
I should have known when I kissed her
Onu öptüğümde bunu bilmeliydim.