Sick of this life
--Bu hayatın hastası
Not that you'd care
--Senin umursayacağın bir şey değil
I'm not the only one with
--Sadece ben değilim
whom these feelings I share
--Bu duyguları paylaştığım
Nobody understands, quite why we're here
--Kimse anlamıyor, tamamen bu yüzden burdayız
We're searchin' for answers
--Cevapları arıyoruz
That never appear
--Hiç ortaya çıkmayan
But maybe if I looked real hard I'd
--Ama belki ben gerçekten iyi balarsam, ben
I'd see your tryin' too
--Ben senin de denediğini görürüm
To understand this life,
--Bu hayatı anlamayı,
That we're all goin' through
--Hepimizin gittiğini
(Then when she said she was gonna like
wreck my car...I didn't know what to do)
--(Sonra o,arabamı bozacağını söylediğinde...
ne yapacağımı bilemedim)
Sometimes I feel like I'm beatin' a dead horse
--Bazen ölü bir at ile yarışiyormuş gibi hissediyorum
And I don't know why you'd be bringin' me down
--Ve beni neden yendiğini anlamıyorum
I'd like to think that our love's
--Düşünmek isterim; aşkımızın
worth a tad more
--biraz değerli olduğunu
It may sound funny but you'd think by now
--Komik gelebilir ama şimdiden düşünüyorsun
I'd be smilin--Gülümseyeceğim
I guess some things never change
--Sanırım bazı şeyler hiç değişmiyor
Never change
--Hiç değişmiyor
I met an old cowboy
--Eski bir kovboyla karşılatım
I saw the look in his eyes
--Gözlerindeki bakışı gördüm
Somethin' tells me he's been here before
--Bir şeyler bana onun önceden de burada buşunduğunu söylüyor
'Cause experience makes you wise
--Çünkü deneyim seni bilge yapmış
I was only a small child
--Sadece küçük bir çocuktum
When the thought first came to me
--Düşünce bana ilk geldiğinde
That I'm a son of a gun and the gun of a son
--Bir silahın oğlu ve bir oğulun silahıyım
That brought back the devil in me
--Şeytana bende geri verilen
Sometimes I feel like I'm beatin' a dead horse
--Bazen ölü bir at ile yarışiyormuş gibi hissediyorum
And I don't know why you'd be bringin' me down
--Ve beni neden yendiğini anlamıyorum
I'd like to think that our love's
--Düşünmek isterim; aşkımızın
worth a tad more
--biraz değerli olduğunu
It may sound funny but you'd think by now
--Komik gelebilir ama şimdiden düşünüyorsun
I'd be smilin--Gülümseyeceğim
I guess some things never change
--Sanırım bazı şeyler hiç değişmiyor
Never change
--Hiç değişmiyor
I ain't quite what you'd call an old soul
--Yaşlı bir ruh dediğin şey değilim
Still wet behind the ears
--Hala çaylak
I been around this track a couple o' times
--Bir süerdir bu parçanın etrafındayım
But now the dust is startin' to clear
--Ama şimdi döküntü temizlenmeye başlıyor
Oh yeah!!!
--oh evet!!!
Sometimes I feel like I'm beatin' a dead horse
--Bazen ölü bir at ile yarışiyormuş gibi hissediyorum
And I don't know why you'd be bringin' me down
--Ve beni neden yendiğini anlamıyorum
I'd like to think that our love's
--Düşünmek isterim; aşkımızın
worth a tad more
--biraz değerli olduğunu
It may sound funny but you'd think by now
--Komik gelebilir ama şimdiden düşünüyorsun
I'd be smilin--Gülümseyeceğim
Ooh yeah, I'd be smilin--ooh evet, gülümseyeceğim
No way I'd be smilin--Hiç bir yol yok gülümseyeceğim
Ooh smilin--ooh gülümseme
Sick of this life
--Bu hayatın hastası
Not that you'd care
--Senin umursayacağın bir şey değil
I'm not the only one with
--Sadece ben değilim
whom these feelings I share
--Bu duyguları paylaştığım