All'alba, prima che il sole sorgesse.
Şafakta, güneşin yükselmesinden önceydi.
E gli uccelli cantassero la loro dolce canzone.
Ve kuşlar şarkılarını söylüyorlardı.
La donna del troll della montagna con lingua falsa,
Bir trol kadını yanlış bir dil ve aldatıcı bir sesle,
Ed ingannevole propose al signore ;
Bir beyefendiye teklif etti ;
[Chorus&Nakarat]
[Herr Mannelig, Herr Mannelig mi vorrai sposare,
Herr Mannelig, Herr Mannelig benimle evlenmek ister misin,
Per tutto quello che io dolcemente ti darè?
Sana vereceğim tüm şeyler için?
Se vorrai, rispondi solo si o no.
Eğer istiyorsan sadece evet veya hayır de.
Farai così o no?
Yapacak mısın yoksa yapmayacak mısın?]
Ti darò i dodici mulini.
Sana on iki değirmen vereceğim.
Che stanno tra Tillo e Terno,
Tilo ve Terno arasında,
Le macine sono fatte del più rosso rame.
Öğütücüleri en kırmızı bakırdan yapılmış.
E le ruote sono cariche d'argento.
Ve çarkları gümüşle doldurulmuş.
[Chorus&Nakarat]
Se tu fossi una donna cristiana,
Eğer hıristiyan bir kadın olsaydın,
Riceverei volentieri regali così.
Hediyelerini memnuniyetle kabul ederdim.
Ma io so che sei il peggiore troll della montagna ;
Ama biliyorum ki sen en kötü trolsün ;
Figlio degli spiriti maligni e del demonio..
Kötü ruhun oğlusun..
[Chorus&Nakarat]