A Silver line, a disease on the horizon,
Gümüş bir çizgi, ufukta bir hastalık,
A whistling in the trees - it marches on
Ağaçların uğultusu - yürüyüşe geçti
It's like a tide - impatient and insincere
Sanki bir gelgit - sabırsız ve iki yüzlü
A threat born on the wind - it marches on
Rüzgarda tehdit kokuları var - harekete geçti
A weight on the air I feel it in the silence
Havada bir ağırlık var, onu sessizlikte hissedebiliyorum
Take a second to listen
Dinlemek için bir kaç saniye ver
The earth starts to shake, the sky begins to fall
Yeryüzü sallanmaya, gökyüzü çökmeye başladı
Can you hear it coming now
Onun gelişini duyabiliyor musun şimdi
I was safe, I was brave
Güvendeydim, cesurdum
Until the sky collapsed on me
Gökyüzü üzerime çökene kadar
Can you hear the thunder in my chest
Göğsümde ki gök gürültüsünü duyabiliyor musun
Can you feel how heavy lies the air
Havadaki ağır yalanları hissedebiliyor musun
Let it fall, let it fall
Bırak düşsün, bırak çöksün
Let it all be swallowed by the [?]
Bırak her şey sineye çekilsin
Can you hear the thunder in my chest
Göğsümde ki gök gürültüsünü duyabiliyor musun
Rain down on me, rain down on me.
Üzerime yağmur damlaları düşüyor, yağmur üzerime yağıyor
Slamming doors - I'm here but I'm trapped inside
Kapılar çarparak kapanıyor - buradayım fakat içimde tuzağa düştüm
The darker shades of grey roll through my head
Karanlık gölgeler kafama doğru yuvarlanıyor
A weight on the air I feel it in the silence
Havada bir ağırlık var, onu sessizlikte hissedebiliyorum
Take a second to listen
Dinlemek için bir kaç saniye ver
The earth starts to shake, the sky begins to fall
Yeryüzü sallanmaya, gökyüzü çökmeye başladı
Can you hear it coming now
Onun gelişini duyabiliyor musun şimdi
I was safe, I was brave
Güvendeydim, cesurdum
Until the sky collapsed on me
Gökyüzü üzerime çökene kadar
Can you hear the thunder in my chest
Göğsümde ki gök gürültüsünü duyabiliyor musun
Can you feel how heavy lies the air
Havadaki ağır yalanları hissedebiliyor musun
Let it fall, let it fall
Bırak düşsün, bırak çöksün
Let it all be swallowed by the [?]
Bırak her şey sineye çekilsin
Can you hear the thunder in my chest
Göğsümde ki gök gürültüsünü duyabiliyor musun
Rain down on me, rain down on me.
Üzerime yağmur damlaları düşüyor, yağmur üzerime yağıyor
Don't want to admit to myself
Kendime itiraf etmek istemiyorum
These conscience be in my head!!!
Bu vicdan azabı her zaman benimle olacak!!!
I was safe, I was brave
Güvendeydim, cesurdum
Until the sky collapsed on me
Gökyüzü üzerime çökene kadar
Can you hear the thunder in my chest
Göğsümde ki gök gürültüsünü duyabiliyor musun
Can you feel how heavy lies the air
Havadaki ağır yalanları hissedebiliyor musun
Let it fall, let it fall
Bırak düşsün, bırak çöksün
Let it all be swallowed by the [?]
Bırak her şey sineye çekilsin
Can you hear the thunder in my chest
Göğsümde ki gök gürültüsünü duyabiliyor musun
Rain down on me, rain down on me.
Üzerime yağmur damlaları düşüyor, yağmur üzerime yağıyor