I tell you what we're gonna do
-Sana ne yapacağımızı söylüyorum
What you need to know
-Neyi bilmen gerektiğini...
What you gotta get
-Neyi alman gerektiğini...
To get where you wanna go
-İstediğin yere gidebilmen için.
Never ever missing out
-Asla fırsatları kaçırma!
Keep your eye on all displays
-Gözlerini ekranda tut!
When you find your style
-Stilini bulduğunda
Everyday's a holiday
-Hergün bir tatil olur.
I'll show you how to work it
-Sana işlerin nasıl yürüdüğünü göstereceğim.
(I'll show you how to work it)
-(Sana işlerin nasıl yürüdüğünü göstereceğim.)
To find the fit that's perfect
-Sana uyanı bulman için, bu mükemmel!
(To find the fit that's perfect)
-(Sana uyanı bulman için, bu mükemmel!)
I know that you deserve it
-Biliyorum ki bunu hak ediyorsun.
(I know that you deserve it)
-(Biliyorum ki bunu hak ediyorsun.)
Woho
Woho
Woho
Oh
This is the good life
-Bu iyi bir hayat
Take a good look
-İyice bir göz gezdir!
Have anything you want
-İtediğin şeye sahip ol!
This is the good life
-Bu iyi hayat.
Dining with your friends
-Arkadaşlarınla yemek yediğin
At the fancy restaurants
-Gösterişli lokantalarda.
Living the good life
-İyi bir hayat yaşadığın
We have such a good time
-Öyle iyi zamanlara sahibiz biz de.
I know
-Biliyorum.
Grab a little Gucci bag
-Küçük Gucci markalı bir çanta kaptım
And some Prada shoes
-Ve bazı Prada marka ayakkabılarımı.
(Here)
-(Burada)
Take my credit card
-Kredi kartımı alıyorum.
They're all here to wait on you
-Tamamı burada, senin için.
Jimmy Choo calls out your name
-Jimmy Choo seni çağırıyor.
D and G on every wall
-D ve G her duvarda.
When you can't decide
-Karar veremediğinde
That's ok just buy them all
-Sorun yok, sadece hepsini al!
There's no better feeling
-Daha iyi bir duygu yok
There's nothing more appealing
-Hiçbirşey bu kadar çekici değil.
It's yours from floor to ceiling
-Yerden gelen kredi limiti senin.
Woho
Woho
Woho
Oh
This is the good life
-Bu iyi bir hayat
Take a good look
-İyice bir göz gezdir!
Have anything you want
-İtediğin şeye sahip ol!
This is the good life
-Bu iyi hayat.
Dining with your friends
-Arkadaşlarınla yemek yediğin
At the fancy restaurants
-Gösterişli lokantalarda.
Living the good life
-İyi bir hayat yaşadığın
We have such a good time
-Öyle iyi zamanlara sahibiz biz de.
I know
-Biliyorum.
Can't be slow
-Yavaş olamazsın
Never stop
-Asla durma
Fill those bags up to the top
-Bu çantaları tıka basa doldur
(Whoa)
Turn around
-Etrafında dön
Try it on
-Bunu giy, dene.
Now off to the hair salon
-Şimdi kuaförden çık.
Don't need sales
-Satışa muhtaç değilim
I'll just pay
-Sadece ödeyeceğim.
There's no need for layaway
-Yedek mallara ihtiyacım yok.
(Ha ha)
Slide your plastic
-Kredi kartına baktır
Flash your cash
-Bozukluklarını parıldat
Ring it up it's such a blast
-Telefon et, bu öylesine bir patlama.
1, 2, 3, 4
This is the good life
-Bu iyi bir hayat
Take a good look
-İyice bir göz gezdir!
Have anything you want
-İtediğin şeye sahip ol!
This is the good life
-Bu iyi hayat.
Dining with your friends
-Arkadaşlarınla yemek yediğin
At the fancy restaurants
-Gösterişli lokantalarda.
Living the good life
-İyi bir hayat yaşadığın
We have such a good time
-Öyle iyi zamanlara sahibiz biz de.
I know
-Biliyorum.
Oh oh
Woho oh
Woho oh
(Woho oh)
The good life
-İyi hayat...
Oh oh
Woho oh
Woho oh
I'm living the good life
-İyi bir hayat yaşıyorum.
(Woho)
Oh oh
Woho oh
Woho oh
The good life
-İyi hayat
(Good life)
-(İyi hayat)
Oh oh
Woho oh
Woho
I'm living the good life
-İyi bir hayat yaşıyorum.
(Woho oh)
Woho
The good life
-İyi hayat
Yeah
-Evet!