One, two, three
One, two-
Bir, iki, üç
Bir, iki-
Yesterday, it finally came, a sunny afternoon
I was on my way to buy some flowers for you
Thought that we could hide away in a corner of the heath
There's never been someone who's so perfect for me
Dün, sonunda güneşli bir öğleden sonrası belirdi
Sana çiçekler almak için yoldaydım
Çalılığın köşesinde saklanabileceğimizi düşündüm
Daha önce benim için bu kadar mükemmel olan biri olmamıştı
But I got over it and I said
'Give me something old and red”
I pay for it more than I did back then
Fakat bunu aştım ve dedim ki
'Bana eski ve kırmızı bir şey ver”
Önceden ödediğimden daha fazla ödedim
There's just no getting through
Without you
A bottle of rouge
Just me and you
Sensiz
Üstesinden gelinebilecek hiçbir şey yok
Bir kırmızı şarap
Sadece sen ve ben
Sitting in the garden, I'm a couple glasses in
I was tryna count up all the places we've been
You're always there, so don't overthink
I'm so over whites and pinks
Bahçede oturuyorum, birkaç bardak içki içmiş haldeyim
Birlikte bulunduğumuz tüm yerleri saymaya çalışıyordum
Her zaman oradasın, o yüzden sakın fazla düşünme
Üstüm başım beyaz ve pembe
I pay for it more than I did back then
Önceden ödediğimden daha fazla ödedim
There's just no getting through
Without you
A bottle of rouge
Just me and you
1982
Just me and you
There's just no getting through
The grape juice blues
Sensiz
Üstesinden gelinebilecek hiçbir şey yok
Bir şişe kırmızı şarap*
Sadece sen ve ben
1982*
Sadece sen ve ben
Üstesinden gelinebilecek hiçbir şey yok
Hüzünlü bir üzüm suyu*
One, two, three
One, two, three
One, two, three
One
Bir, iki, üç
Bir, iki, üç
Bir, iki, üç
Bir
Çevirmen notu:
Rouge, 1982 ve Grapejuice* : Şarabın yapıldığı ana malzeme üzüm suyu olduğu için
kırmızı bir şaraptan bahsediliyor olabilir. 1982 ise şarabın oluşturulduğu tarih olabilir.