Same lips red, same eyes blue
-Aynı kırmızı dudaklar, aynı mavi gözler
Same white shirt, couple more tattoos
-Aynı beyaz tişört, bir kaç yeni dövme
But it's not you and it's not me
-Ama bu sen değilsin, bu ben değilim
Tastes so sweet, looks so real
-Tadı çok güzel, gerçek görünüyor
Sounds like something that I used to feel
-Bir zamanlar hissettiğim bir şey gibi
But I can't touch what I see
-Ama gördüklerime dokunamıyorum
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We're just two ghosts standing in the place of you and me
-Sadece senin ve benim yerimde duran iki hayaletiz
Trying to remember how it feels to have a heartbeat
-Kalp atışının nasıl hissettirdiğini hatırlamaya çalışan
The fridge light washes this room white
-Buz ışığı ağartıyor bu odayı
Moon dances over your good side
-Ay dans ediyor senin üzerinde
This was all we used to need
-Bir zamanlar ihtiyacımız olan şeydi bu
Tongue-tied like we've never known
-Hiç tanımamışız gibi bağlı dillerimiz
Telling those stories we already told
-Zaten anlattığımız hikayeleri anlatıyoruz hala
'Cause we don't say what we really mean
-Çünkü söylemek istediklerimizi söyleyemiyoruz
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We're just two ghosts standing in the place of you and me
-Sadece senin ve benim yerimde duran iki hayaletiz
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We're just two ghosts swimming in a glass half empty
-Sadece yarı dolu bir bardakta yüzen iki hayaletiz
Trying to remember how it feels to have a heartbeat
-Kalp atışının nasıl hissettirdiğini hatırlamaya çalışan
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We're not who we used to be
-Biz, eskiden olduğumuz gibi değiliz
We don't see what we used to see
-Önceleri gördüklerimizi görmüyoruz
We're just two ghosts swimming in a glass half empty
-Sadece yarı dolu bir bardakta yüzen iki hayaletiz
Trying to remember how it feels to have a heartbeat
-Kalp atışının nasıl hissettirdiğini hatırlamaya çalışan
Trying to remember how it feels to have a heartbeat
-Kalp atışının nasıl hissettirdiğini hatırlamaya çalışan
I'm just trying to remember how it feels to have a heartbeat
-Hatırlamaya çalışıyorum sadece... bir kalp atışının nasıl hissettirdiğini