How Deep It Goes - Ne Kadar Derine Gidiyor
In the quiet afternoon you left and went down into town
Sessiz bir öğleden sonra çıktın ve şehre indin
And I just watched the empty road behind you
Ve ben arkandan boş yolu izledim
Where the fog lies kissing the mountainside
Sisin, dağı yamacını öperek uzandığı yerde
You wanna lie sleeping, deep inside
Uzanıp uyumak istiyorsun, derinden
Believing that the hungry world won't find you
Aç dünyanın seni bulamayacağına inanarak
Well, that's just fine, that's just fine
Peki, çok iyi, çok iyi
You've got to believe and I don't know, I don't know
İnanmak zorundasın ve ben bilmiyorum, bilmiyorum
What I believe anymore
Artık neye inanacağımı
Or whether to leave, or whether to stay
Ya da gideyim mi, kalayım mı
Or what I can say to make you know
Ya da bilmen için ne diyebilirim sana
How deep it goes
Ne kadar derine gittiğini
Somebody turned on the dirty blues
Birisi kirli hüzünleri heyecanlandırdı
Well, I know, you don't like the blues
Bildiğim kadarıyla, sen blues müzik (hüzünleri) sevmezsin
'Cause the words are always the same and they kind of remind you
Çünkü sözler hep aynıdır ve sana hatırlatırlar
Somebody turned the blues on me
Birisinin bendeki hüzünleri heyecanlandırdığını
Well, I don't like the blues 'cause I can't see
Ben de blues müzik (hüzünleri) sevmem, çünkü göremiyorum
Through the tears that come and make it hard to find you
Akan gözyaşlarının arasından seni bulmayı zorlaştırıyor
Well come on down, come on down
Hadi in aşağı, in aşağı
You've got to come lay down here and say those things
Aşağı inip uzanmalısın buraya ve şunları demelisin
Those warm things, right here in my ear
O sıcak şeyleri, tam kulağıma
The times that you had that water like wine
Şarap gibi suyun olduğu günler
So clean and so fine to make me know
Tertemiz ve çok güzel, bilmemi sağlıyorlar
How deep it goes
Ne kadar derine gittiğini
Well, that's just fine, that's just fine
Peki, çok iyi, çok iyi
You've got to believe and I don't know, I don't know
İnanmak zorundasın ve ben bilmiyorum, bilmiyorum
If I could leave anymore, even though there's a scar
Artık gidebilir miyim, bir yara izi olmasına rağmen
Still fresh from the war, don't think about it no more
Savaştan kalan ve hala taze olan, artık düşünmüyorum bunu
Letting new love flow
Yeni aşkın akmasına izin veriyorum
How deep it goes
Ne kadar derine gidiyor