"Saints above" she said, with a hand upon my head
"Azizler yukarıda" dedi, başımın üstünde bir elle
And we wheeled over the field under the sky
Ve biz gökyüzünde tarlayı tekerlekli yaptık
And I was nineteen and she was twenty-one
Ben on dokuz yaşındaydım ve yirmi bir yaşında
And we were high low high low high low high
Ve biz, yüksek, düşük, yüksek, düşük, yüksek, düşük, yüksektik
We were high low high low high
Yüksekten alçaktan yüksekten aşağıya yüksektik.
Now a leper kneels and prays
Şimdi bir sadak diz çöker ve dua eder.
For bright and future airy days
Parlak ve gelecekte havadar günler için
His bandages have all decayed
Bandajları çürümüş
The sun is beating down
Güneş batıyor
And from the forest flies a bird
Ve ormandan bir kuş uçuyor
A cardinal that's overheard
Kulak misafiri olan bir kardinal
And understood the leper's words
Ve cüzamlı kelimeleri anladı
And become his shocking crown
Ve şok edici tacı ol
These are the kinds of things she'd say to me while crying on my shoulder
Bunlar omzumda ağlarken bana söyleyecekleri şeylerin türüdür.
And I am trying to console her
Ve onu rahatlatmaya çalışıyorum
But we're high low high low high low high
Ama biz yüksekten alçaktan yüksekten alçaktan yüksekten düşüğe
When you're high, you're low, when you're high
En yüksek olduğun zaman, en alçak olduğun zamansın