I miss you again, like yesterday.
-Dün olduğu gibi yine özlüyorum seni.
Won't this feeling of missing you, lessen any?
-Seni kaybetme hissi hiç geçmeyecek mi?
I keep thinking about you.
-Sürekli seni düşünüp duruyorum.
The more I try to sort through it all, the more the tears come.
-Durmaya çalıştıkça daha çok ağlıyorum.
Even when I try to steal it, the memories spread into
-Bu hissi ortadan kaldırmaya çalıştığımda bile anılar saçılıyor etrafa.
Different memories through the tears that I shed.
-Akıttığım gözyaşları içinden farklı anılar dökülüyor...
It makes me cry so painfully.
-Acı bir şekilde ağlatıyor bu beni
All I can do is regret, because all I ever did was receive.
-Tüm yaptığım pişman olmak, çünkü anladım herşeyi.
But I'm afraid you'll forget me because I've never gave you anything.
-Ama beni unutacağından korkuyorum çünkü sana hiçbirşey vermedim
I love you, I, I love you
-Seni seviyorum, ben seni seviyorum...
These words have become a habit
-Bu kelimeler bir alışkanlık haline geldi
And these words are among the many I've learned from you.
-Ve bu kelimeler senden öğrendiğim onca şeyin sadece birkaçı.
I sit around alone mumbling to myself like a fool.
-Bir aptal gibi kendi kendime mırıldanarak yalnız başıma oturuyorum.
I'm sorry truly, truly, I'm sorry.
-Gerçekten üzgünüm, gerçekten üzgünüm.
I'm even sorry that these words are so late
-Bu keliemelerin çok geç söylenmesinden de üzgünüm.
But I'm waiting here for you shamelessly
-Ama burada utanmadan seni bekliyorum
Will you by chance come back tomorrow?
-Yarın bana bir şans verip geri gelecek misin?
Even if the birdcage that represented you was narrow
-Hatta kuş kafesi senin darda kalmış halini temsil etse bile
I still liked it, I was still happy.
-Hala bunu seviyordum ve hala mutluydum...
I'm returning to the day, to my dreams
-Güne geri dönüyorum, ve hayallerime...
When I believed in a forever without seperation
-Sonsuza dek ayrılmayacağımıza inandığımda
If I could go back I'd gather my heart, I'd take everything
-Eğer geri dönebilseydim, kalbimi toplar ve herşeyi alırdım.
From it and give it you.
-Ve sana verirdim.
I love you, I, I love you
-Seni seviyorum, ben seni seviyorum...
These words have become a habit
-Bu kelimeler bir alışkanlık haline geldi
And these words are among the many I've learned from you.
-Ve bu kelimeler senden öğrendiğim onca şeyin sadece bir kısmı.
I sit around alone mumbling to myself like a fool.
-Bir aptal gibi kendi kendime mırıldanarak yalnız başıma oturuyorum.
I'm sorry truly, truly, I'm sorry.
-Gerçekten üzgünüm, gerçekten üzgünüm.
I'm even sorry that these words are so late
-Bu keliemelerin çok geç söylenmesinden de üzgünüm.
But I'm waiting here for you shamelessly
-Ama burada utanmadan seni bekliyorum
Will you by chance come back tomorrow?
-Yarın bana bir şans verip geri gelecek misin?
My heart..
-Kalbim...
In the end even if you can't come
-Sonunda gelemezsen bile
And you've changed and I'm not the one for you any longer
-Değiştin ve ben artık senin için eşsiz değilim
I'll call and call out to you again
-Seni tekrar tekrar arayacağım
Like a parrot calling only your name..
-Yalnızca senin ismini söyleyen bir papağan gibi...
Wishing for only your love like this
-Yalnızca bunun gibi, senin aşkını istiyorum.