When the days are cold
(Günler soğuk olduğunda)
And the cards all fold
(Ve bütün kartlar açıldığında)
And the saints we see
(Ve gördüğümüz bütün Aziz'ler)
Are all made of gold
(Hepsi altından yapılmış olduğunda)
When your dreams all fail
(Bütün hayallerin kırıldığında)
And the ones we hail
(Ve selamladığımız o insanlar)
Are the worst of all
(Herkesten kötü olduğunda)
And the blood's run stale
(Ve kan bayatlamış bir şekilde aktığında)
I want to hide the truth
(Gerçeği saklamak istiyorum)
I want to shelter you
(Sana sığınak olmak istiyorum)
But with the beast inside
(Ama içimdeki canavarla)
There's nowhere we can hide
(Saklanabileceğimiz hiçbir yer yok)
No matter what we breed
(Ne büyüttüğümüz önemli değil)
We still are made of greed
(Biz hâlâ açgözlülükten yaratılanlarız)
This is my kingdom come
(İşte benim krallığım geliyor)
This is my kingdom come
(İşte benim krallığım geliyor)
When you feel my heat
(Sıcaklığımı hissettiğin zaman)
Look into my eyes
(Gözlerimin içine bak)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
Don't get too close
(Fazla yaklaşma)
It's dark inside
(İçerisi karanlık)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
When the curtain's call
(Sahneye çağırıldığında)
Is the last of all
(Bu hepsinin sonuydu)
When the lights fade out
(Işıklar karardığında)
All the sinners crawl
(Bütün günahkarlar sürünüyorlar)
So they dug your grave
(Yani onlar senin mezarını kazmış)
And the masquerade
(Ve ikiyüzlülükle)
Will come calling out
(Seslenecekler)
At the mess you made
(Senin yarattığın karışıklıkta)
Don't want to let you down
(Seni yüzüstü bırakmak istemiyoruum)
But I am hell bound
(Ama ben cehenneme gidecek biriyim)
Though this is all for you
(Bütün bunlar senin için olsa da)
Don't want to hide the truth
(Gerçeği saklamak istemiyorum)
No matter what we breed
(Ne büyüttüğümüz önemli değil)
We still are made of greed
(Biz hâlâ açgözlülükten yaratılanlarız)
This is my kingdom come
(İşte benim krallığım geliyor)
This is my kingdom come
(İşte benim krallığım geliyor)
When you feel my heat
(Sıcaklığımı hissettiğin zaman)
Look into my eyes
(Gözlerimin içine bak)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
Don't get too close
(Fazla yaklaşma)
It's dark inside
(İçerisi karanlık)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
They say it's what you make
(Onlar bunu yapanın sen olduğunu söylüyorlar)
I say it's up to fate
(Ben ise ''bu kadere bağlı'' diyorum)
It's woven in my soul
(Bu, Ruhumda dokunmuş)
I need to let you go
(Seni bırakmam gerek)
Your eyes, they shine so bright
(Gözlerin, onlar ışıl ışıl parlıyorlar)
I want to save their light
(Onların ışığını korumak istiyorum )
I can't escape this now
(Bundan kaçamam şimdi)
Unless you show me how
(Sen bana nasıl olacağını göstermediğin sürece)
When you feel my heat
(Sıcaklığımı hissettiğin zaman)
Look into my eyes
(Gözlerimin içine bak)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
Don't get too close
(Fazla yaklaşma)
It's dark inside
(İçerisi karanlık)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)
It's where my demons hide
(Orası benim şeytanlarımın saklandığı yer)