If the earth was a willow
And you were one too
Would earth be weeping
So gentle and true?
If i was the garden
Whereas you could grow
Would you hand me your branches
And grant me your love?
Yeryüzü bir söğüt ağacı olsaydı
Biri de sen olsaydın
Böyle nazikçe ve içten
Ağlar mıydı yeryüzü?
Bir bahçe olsaydım
Yetişebilirdin oysa
Bana dallarını uzatır
Ve sevgini verir miydin?
In between the lines of your story-flowing through
The pages of a book so well prepared
The words leave more than ashes from your pencil
When it speaks of tiny stories
That happened through these years
I swear that your present reality
Disillusioned obscurity?
Will gently wipe away the tears of wasted seeds
Hikayenin satırları arasında
Çok iyi hazırlanmış bir kitap boyunca süzülen
Kelimeler kaleminden dökülen küllerden
daha fazla yitip gidiyor yıllar boyunca yaşanan
minik hikayeler anlattığında
Bu şu anki gerçekliğin yemin ederim
İllüzyon olmayan (gerçek) karanlık mı
Ziyan edilmiş tohumların gözyaşlarını nazikçe silecek?
How can we go through this
With wounded wing before we learned how to fly
How can i control desires
When desires burns on a chilly autumn night?
Bunu nasıl aşacağız
Uçmayı öğrenmeden yaralı kanatlarla?
Tutkular soğuk bir sonbahar gecesinde tutuşurken
Onları nasıl kontrol edebilirim?
I will try and make you imagine
The aura where they stand
Is filled with little secrets
As written in the sand
Naked as a child at birth
A question in disguise
An oasis in a lonely desert
Where lonely unknown lands lie
Deneyeceğim ve seni düşleyeceğim
Durdukları yerde hava
Kumlara yazılmış gibi
Küçük sırlarla doldurulmuş
Doğum anındaki bir çocuk gibi çıplak
Gizli bir soru
Yapayalnız çöldeki bir *vaha
Yapayalnız, bilinmez diyarların bulunduğu yerde