It's not the way it was before
Önceden yolu yoktu
His touch was heaven, I remember
Hatırlıyorum onun dokunuşu cennetti
But every rose, it has its thorn
Ama her gül, dikenliydi
Before you know, you prick your finger
Önceden tanıdığım parmakların yaralanmış
Two truths, one lie
İki gerçek, bir yalan
Don't really need it
Ona gerçekten ihtiyaç yok
No, not tonight
Hayır, gece değil
Three words, nice try
Üç kelime, hoş deneme
Don't?even?mean?it
Anlamazsın bile
It ain't a?secret that
Bir sır değil
NAKARAT
He's not?my baby, my baby, my baby now
O şimdi benim bebeğim değil, bebeğim, bebeğim
He's not my baby, my baby wouldn't let me down
O benim bebeğim değil, bebeğim bana izin vermeyecek
I fell for those eyes one too many times, oh oh
Bir çok kez o gözler için düştüm, oh oh
He's not my baby, my baby, my baby now
O şimdi benim bebeğim değil, bebeğim, bebeğim
I fell for those eyes one too many times, oh-oh
Bir çok kez o gözler için düştüm, oh oh
He's not my baby, my baby, my baby now
O şimdi benim bebeğim değil, bebeğim, bebeğim
He was the perfect kinda rain (Kinda rain)
O mükemmel bir tür yağmur (bir tür yağmur)
The kind that comes but never lingers
Türler gelir ama asla oyalanmaz
He knew exactly what to say (What to say)
O tam olarak ne söyleyeceğini biliyordu (ne söyleyeceğini)
To only paint you half the picture
Resmin yarısına sadece seni çizdi