There's a darkening sky before me.
Karanlık bir gökyüzü vardı benden önce
There's no time to prepare.
Hazırlanmak için zaman yoktu
Salvage a lost horizon
Kurtarılmış bir kayıp ufuk
But no regrets from me.
Benden dolayı bir üzüntü yok.
Maybe i'll be back some other day.
Belki bir gün dönebilirim
To live again, just who can say.
Tekrar yaşamak için, kim söyleyebilir… (kim bilebilir)
In what shape or form that i might be.
Hangi şekilde veya oluşturabilirim
Just another chance for me.
Bir şans daha (verilirse) bana
A hurried time, no disgrace,
Telaşlı bir zaman, rezalet yok,
instead of racing to conclusion,
Yargı (sonuç) yarışının yerine
wishing all my life away,
Tüm hayatımın uzakta olmasını diliyorum
no-one can stop me now.
Artık kimse beni durduramaz
Time is up, it couldn't last,
Zaman geçti, artık yapılamaz
but there's more things i'd like to do,
Fakat yapmak istediğim çok şey var
i'm coming back,
Geri geliyorum
to try again,
Tekrar denemek için
some day maybe i'll wait till then...
Bir gün belki sonuna kadar bekleyebilirim
No More Lies
Daha fazla yalan yok (burada yok yerine istemiyorum yazılabilir çünkü anlam o şekilde)
They're all sitting at my table.
Benim masamda oturuyorlar
Talking tall and drinking wine.
Uzunca sohbet edip şarap içiyorlar
Their time is up just like me
Onların zamanı da benimki gibi geçmiş
They just don't know it yet.
Fakat henüz bunu bilmiyorlar
So just a word of warning
(sonuç olarak) bir uyarı sözü (söyle)
When you're in your deepest dreams.
onlar senin en koyu (en çok inandığın) rüyandayken (hayalindeyken)
There's nothing you can hide from.
saklayabileceğin bir şey yok
'Cause I've got my eye on you.
gözlerim üzerinde (…dolayı buna sen neden oldun anlamı veriyor 'cause')
The clock is fast. The hour is near.
zaman hızlı, saat kapıda (vakti geldi)
Eventful past is everclear.
olaylarla (pislikle) geçti 'her temiz günümüz' (temiz olmasını istediğimiz)
My life is set. The time is here.
hayatımı ayarladığım zaman geldi
I think i'm coming home...
düşünüyorum ki eve gelmeliyim (dönmeliyim)
A hurried time, no disgrace,
instead of racing to conclusion,
wishing all your life away,
no-one can stop me now.
Telaşlı bir zaman, rezalet yok,
Yargı (sonuç) yarışının yerine
Tüm hayatımın uzakta olmasını diliyorum
Artık kimse beni durduramaz
Time is up, it couldn't last,
but there's more things i have to do,
i'm coming back,
to try again,
don't tell me that this is the end...
Zaman geçti, artık yapılamaz
Fakat yapmak istediğim çok şey var
Geri geliyorum
Tekrar denemek için
Bana bunun son (yolun –hayatın- sonu) olduğunu söyleme