우울하다 우울해
지금 이 시간엔 우울하다
우울하다 우울해
지금이 몇 시지? 열한 시 반
우울하다 우울해
또 우울시계가 째깍째깍
우울하다 우울해
라면 왜 먹었지? 살 찌겠네
비가 온다 비가 와 (끈적끈적)
끈적거리게 자꾸 비가 와 (끈적)
잠이 온다 잠이 와
그냥 세상 만사 귀찮아
Depresyondayım, iç karartıcı,
şu anda depresyondayım
Depresyondayım, iç karartıcı,
Şu an saat kaç? 11:30
Depresyondayım, iç karartıcı,
kasvetli saat keneler
Depresyondayım, iç karartıcı,
ramenleri neden yedim? Muhtemelen kilo aldım
Yağmur yağıyor, yağmur yağıyor.
işleri yapışkan kılıyor, yağmur devam ediyor
Uykulu, uykum var
Ben bir şey yapmak için çok tembelim
시간이 흐르면
가슴 찢어지던 이별도
시간이 흐르면
이불 걷어찰 어린 기억도
잊혀진다 잊혀져 (잊혀진다니까)
그냥저냥 휙휙 지나 가
잊혀진다 잊혀져
그땐 그게 전분 줄 알았는데
시간이 흐르면
지금 이리 우울한 것도
시간이 흐르면
힘들다 징징댔던 것도
한때란다 한때야
날카로운 감정의 기억이
무뎌진다 무뎌져
네모가 닳아져 원이 돼
우울하다 우울해
무뎌져 가는 게 우울하다
씁쓸하다 씁쓸해
한약을 다려 마신 듯 씁쓸
우울하다 (우울하다) 우울해 (우울해)
별 것도 아닌데 우울하다 (우울하다)
우울하다 우울해
우울우울 열매 먹은 듯 우울
Zaman geçtiğinde,
kalbimi parçalayan ayrılık
Zaman geçtiğinde,
battaniyeye atılan genç anılar
Unutulur, unutulur,
sadece tarafından doğru geçer
Unutulur, unutulur,
ama o zamanlar her şeyin böyle olduğunu düşündüm
Zaman geçtikçe, şimdi bu depresyon
Zaman geçtiğinde,
söylediğim şeyler çok sert ve şikayet etti
Geçmişin şeyleri olacaklar,
keskin ve duygusal anılar
Sıkıcı olurlar, donuk olurlar
daire haline gelmek için aşınmış bir kare gibi
Depresyondayım, iç karartıcı,
sıkıcı olmak iç karartıcı
Ben acı, acı,
sanki bitkisel ilaç içiyormuşum gibi
Depresyondayım, iç karartıcı,
Bu büyük bir anlaşma değil ama ben depresifim
Depresyondayım, iç karartıcı,
Kasvetli meyve yiyormuşum gibi, depresyondayım