There's no combination of words
-hiçbir cümle yok
I could put on the back of a postcard,
-kartpostal'ın arkasına yazabileceğim
No song that I could sing
-hiçbir şarkı yok söyleyeceğim
But I can try for your heart,
-ama yine de senin için deniyorum
Our dreams, and they are made out of real things,
-rüyalarımız, gün yüzüne çıktı
Like a shoebox of photographs,
With sepiatone* loving,
-sepya tonuyla* çekilmiş eski fotoğraflar gibi
Love is the answer
-cevabı aşk olmalı
At least for most of the questions in my heart ,
-kalbimdeki bir sürü sorunun
Like why are we here? And where do we go?
-'Niçin bu haldeyiz?', 'Nereye doğru sürükleniyoruz? And how come it's so hard?
-'nasıl bu kadar zor&ağır geliyor?' der gibi
It's not always easy,
-asla kolay olmayacak
And sometimes life can be deceiving,
-ve bazen hayat aldatıcı olabiliyor
I'll tell you one thing, its always better when we're together
-sana birşey söyleyeceğim, birlikte olduğumuzda herşey daha iyi olacak
[Chorus:]
MMM, it's always better when we're together
-birlikte olduğumuzda herşey daha iyi olacak
Yeah, we'll look at the stars when we're together
-birlikteyken yıldızlara bakacağız
Well, it's always better when we're together
-birlikte olduğumuzda herşey daha iyi olacak
Yeah, it's always better when we're together
-birlikte olduğumuzda herşey daha iyi olacak
[Verse 2:]
And all of these moments
-tüm bu anılar
Just might find their way into my dreams tonight
-bu gece rüyalarıma girmeli
But I know that they'll be gone,
-ama biliyorum ki sonra kaybolacaklar
When the morning light sings
-gün(eş) doğduğunda
And brings new things,
-yeni şeyler getirir beraberinde
But tomorrow night you see
-yarın akşam, göreceksin
That they'll be gone too,
-her şeyin kaybolup gideceğini
Too many things I have to do,
-bir sürü şey yapmam gerekli
But if all of these dreams might find their way
-eğer tüm bu rüyalar, gidecekleri yeri bulabilseydi
Into my day to day scene
-her gün benim hayal dünyama doğru (gelebilseydiler)
I'll be under the impression,
-eğer yanılmıyorsam (rüyamda)
I was somewhere in-between
With only two,
-ikimizin olduğu bir adadaydım
Just me and you
-sadece sen ve ben
Not so many things we got to do,
-yapacak pek bir şeyimiz yoktu
Or places we got to be
-ya da gidecek fazla yerimiz
We'll sit beneath the mango tree now
-şimdiyse mango ağaçlarının altına oturmaktayız
Yeah, it's always better when we're together
-birlikte olduğumuzda herşey daha iyi olacak
MMM, We're somewhere in-between together
-birlikte bir adadayızzz
Well, it's always better when we're together
-birlikte olduğumuzda herşey daha iyi olacak
Yeah, it's always better when we're together
-birlikte olduğumuzda herşey daha iyi olacak
MmMMmm MmMMm MmMMm
I believe in memories
-hatıralara inanıyorum
They look so, so pretty when I sleep
-ben uyurken çok güzel geliyorlar bana
Hey now, and when, and when I wake up,
-uyanıp sana baktığımda
You look so pretty sleeping next to me
-omzumda uyurken çok sevimli görünüyorsun
But there is not enough time,
-ama yeterli vaktimiz yok
And there is no, no song I could sing
-söyleyebileceğim hiçbir şarkı yok
And there is no combination of words I could say
-söyleyebilceğim hiçbir söz yok
But I will still tell you one thing,
-sana sadece bir şey söyleyeceğim:
We're better together
-"birlikteyken çok daha mutluyuz"