It's weird seeing you right now
-Şimdi seni görmek biraz garip.
It's been so long since you've been around
-Gittiğinden bu yana uzun zaman geçti.
Seems like your hair is gone a little longer
-Saçların biraz uzamış gibi görünüyor.
Maybe you've grown a little stronger after all these years
-Belki de bunca yıl içinde biraz büyümüşsün.
When I was young I used to watch the trains roll by
-Küçükken trenlerin geçip gitmelerini izlerdim.
It's the same as passing time without you now
-Şimdi sensiz geçen zamanla aynı geliyor.
And I'll always love you
-Ve seni her zaman seveceğim.
It's been so long I know I'm not supposed to
-Çok uzun zaman oldu biliyorum zorunda değilim.
And I‘ll always love you
-Ve seni her zaman seveceğim.
Same as the wind blows, same as the sun comes up
-Rüzgarın esmesi, güneşin doğması gibi.
Now I can see you through the window frame
-Şimdi seni pencereden görebilirim.
You painting like a picture of your mother of course when she was younger
-Annenin gençlik zamanlarındaki fotoğraflarına benziyorsun.
Drinking whiskey just to shut my eyes down
-Sırf gözlerim kapansın diye viski içiyorum.
When I was young I used to watch the trains role by
-Küçükken trenlerin geçip gitmelerini izlerdim.
It's the same as passing time without you now
-Şimdi de sensiz zaman geçirmeye benziyor.
And I'll always love you
-Ve seni her zaman seveceğim.
It's been so long I know I'm not supposed to
-Biliyorum çok uzun zaman oldu ve zorunda değilim
And I ‘ll always love you
-Ve seni her zaman seveceğim.
Same as the wind blows, same as the sun comes up
-Rüzgarın esmesi, güneşin doğması gibi.
Same as the wind blows, same as the sun comes up
-Rüzgarın esmesi, güneşin doğması gibi.
Same as the wind blows, same as the sun comes up
-Rüzgarın esmesi, güneşin doğması gibi.
I'll always love you, oh yes, I will, I will, always love you
-Seni her zaman seveceğim, oh evet, seveceğim, seveceğim, seni her zaman seveceğim.