Petty (Aşağılık)
So inviting, but you were biting
Çok çekici ama sen alay ediyordun
Whole time, playing shy, side-eyeing
Bütün zaman, utangacı oynuyordum, yan bakışla
If I showed the world what you said [??] you'd have foes
Eğer dünyaya ne söylediğini gösterseydim düşmanlar kazanırdın
They think you're so sweet, but behind the scenes, you're cold and cruel
Onlar senin çok tatlı olduğunu düşünüyor, ama kamera arkasında sen soğuk ve acımasızsın
You're my older, I done told ya
Sen benim büyüğümsün, sana söyledim
Got a motherfucking chip on your shoulder
Omzunda lanet olası etiketin var
You got issues
Sorunların var
It's official
Bu resmi
Take my name out your mouth, don't chew
İsmimi ağzından düşür, sakın geveleme
Stay out my sun, with your shady ass
Gölgeli kıçınla güneşimden uzak dur
Leaving these comments on my photographs
Bu yorumları fotoğraflarıma bırakıyorsun
When you go off, I try not to laugh
Sen gittiğinde gülmemeye çalışıyorum
You're so, you're so, you're so petty, petty, petty ain't the word for you
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın, aşağılıksın, aşağılık senin için bir kelime değil
You got something else that you always do
Her zaman yaptığın başka bir şey var
Petty, petty, petty ain't the word for you
Aşağılıksın, aşağılıksın, aşağılık senin için bir kelime değil
You got something else that you always do
Her zaman yaptığın başka bir şey var
You're so, you're so, you're so petty
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın
You're so, you're so, you're so petty
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın
You're so, you're so, you're so petty
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın
You're so, you're so, you're so
Sen çok, sen çok, sen çok
The game started, play broken-hearted
Oyun başladı, kırık kalpliyi oynadın
Opportunist, thirsty for stardom
Fırsatçısın, ünlü olmaya susamışsın
Heard you dropped my name, stiffing closer to the fame, it's cool
Beni gözden düşürmeye çalıştığını duydum, şöhretle aranı sıkılaştırıyorsun, bu havalı
It just makes me sad, you stay saying shit to come up, to come through
Bu sadece beni üzdü, gündeme gelmek için saçma sapan konuşmaya devam ediyorsun, gündeme gelmek için
Live in your own world, fiction film girl
Kendi dünyand yaşıyorsun, kurgu filmi kızı
When your lights go out, truth comes down
Işıkların kapandığında, gerçekler geliyor
Nobody's playing with you (nobody)
Kimse seninle oynamıyor (kimse)
I stay praying for you (you're sorry)
Senin için dua ediyorum (üzgünsün)
Stay out my sun, with your shady ass (stay out of my)
Gölgeli kıçınla güneşimden uzak dur (Uzak dur)
Leaving these comments on my photographs (leaving, leaving these comments)
Bu yorumları fotoğraflarıma bırakıyorsun (Bırakıyorsun, bu yorumları bırakıyorsun)
When you go off, I try not to laugh (hey)
Sen gittiğinde gülmemeye çalışıyorum
You're so, you're so, you're so petty, petty, petty ain't the word for you
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın, aşağılıksın, aşağılık senin için bir kelime değil
You got something else that you always do
Her zaman yaptığın başka bir şey var
Petty, petty, petty ain't the word for you
Aşağılıksın, aşağılıksın, aşağılık senin için bir kelime değil
You got something else that you always do
Her zaman yaptığın başka bir şey var
You're so, you're so, you're so petty
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın
You're so, you're so, you're so petty
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın
You're so, you're so, you're so petty
Sen çok, sen çok, sen çok aşağılıksın
You're so, you're so, you're so
Sen çok, sen çok, sen çok