There's a black cat down on the quayside.
Ship's lights, green eyes glowing in the dark.
Two young cops handing out a beating:
Know how to hurt and leave no mark.
Down in the half-lit bar of the hotel
There's a call for the last round of the day.
Push back the stool, take that elevator ride.
Fall in bed and kick my shoes away,
Kick my shoes away, kick my shoes away.
Rocks on the road.
---
Aşağıda, rıhtımın yanında bir kara kedi var
Geminin ışıkları, yeşil gözleri karanlıkta parlar
İki genç aynasız dayak atıyor
İz bırakmadan nasıl can yakabileceklerini iyi biliyorlar
Aşağıda, otelin loş barında
Gecenin son içki siparişleri alınıyor
Sandalyemi geri ittiriyor, asansöre biniyor
Kendimi yatağa atıyor, ayakkabılarımı çıkarıp atıyorum
Ayakkabılarımı çıkarıp atıyorum, ayakkabılarımı çıkarıp atıyorum
Yoldaki kayalar
Can't sleep through the wild sound of the city.
Hear a car full of young boys heading for a fight.
Long distance telephone keeps ringing out engaged:
Wonder who you're talking with tonight.
Talking with tonight.
Who you talking with tonight?
Rocks on the road.
---
Şehrin hiddetli sesinden uyuyamıyorum
Kavgaya giden genç çocuklarla dolu bir araba duyuyorum
Şehirlerarası telefon aramam hep meşgul tonuyla bitiyor
Bu gece kiminle konuşuyorsun merak ediyorum
Bu gece (kiminle) konuşuyorsun
Bu gece kiminle konuşuyorsun?
Yoldaki kayalar
Tired plumbing wakes me in the morning.
Shower runs hot, runs cold playing with me.
Well, I'm up for the down side,
Life's a bitch and all that stuff:
So come and shake some apples from my tree.
Have to pay for my minibar madness.
Itemized phone bill overload.
Well now, how about some heavy rolling?
Move these rocks on the road.
On the road
Rocks on the road.
---
Sabah tesisat tamiri sesleriyle uyanıyorum
Duş bir sıcak bir soğuk akıyor, sanki benimle oyun oynuyor
İşin kötü yanı bana uyar
Kahpe hayat adaletsiz ve bütün o laflar
Öyleyse gel ağacımdan bir kaç alma düşür
Minibar çılgınlığımın bedelini ödemeliyim
Kalem kalem telefon faturası aşmış gitmiş
Peki öyleyse biraz ağır iş yapmaya ne dersin
Yoldaki şu kayaları oynat yerinden
Yoldaki kayalar
Crumbs on the breakfast table.
And a million other little things to spoil my day.
Now how about a little light music
To chase it all away?
To chase it all away.
---
Kahvaltı masasının üzerinde kırıntılar
Ve günümü berbat edecek daha bir milyon başka şey
Peki biraz hafif müziğe ne dersin
Bütün bunları kovalamak için?
Bütün bunları kovalamak için
There's a black cat down on the quayside.
Ship's lights, green eyes glowing in the dark.
Two young cops handing out a beating:
know how to hurt and leave no mark.
Down in the half-lit bar of the hotel
There's a call for the last round of the day.
Push back the stool, take that elevator ride.
Fall in bed and kick my shoes away,
Kick my shoes away, kick my shoes away.
Rocks on the road.
Kick my shoes away, kick my shoes away.
Rocks on the road.
---
Aşağıda, rıhtımın yanında bir kara kedi var
Geminin ışıkları, yeşil gözleri karanlıkta parlar
İki genç aynasız dayak atıyor
İz bırakmadan nasıl can yakabileceklerini iyi biliyorlar
Aşağıda, otelin loş barında
Gecenin son içki siparişleri alınıyor
Sandalyemi geri ittiriyor, asansöre biniyor
Kendimi yatağa atıyor, ayakkabılarımı çıkarıp atıyorum
Ayakkabılarımı çıkarıp atıyorum, ayakkabılarımı çıkarıp atıyorum
Yoldaki kayalar